Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma davasında onanmasına karar verilen 11.04.2018 havale tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün incelenmesinde, protokolün 06.04.2018 tarihinde taraflarca düzenlendiği ve protokolün 6. maddesinin “Her iki taraf da, çalıştıkları sektör itibariyle magazin basınının ve kamuoyunun yoğun ilgisi ile karşı karşıya olduklarından gerek dava aşaması ile ilgili gerekse sulh protokolü ve boşanma aşamalarında gündeme gelen her türlü konu ile ilgili gizlilik kararı almış olup boşanmaya ve birbirlerinin özel hayatlarına ilişkin hiçbir basın, yayın, sosyal medya ve bilimum medya zemininde sözlü ya da yazılı herhangi bir beyanda bulunmayacaklarını kabul ve beyan ederler.", 7. maddesinin “Her iki taraf da, gerek dava aşaması ile ilgili gerekse sulh protokolü ve boşanma aşamalarında gündeme gelen her türlü konu ile ilgili 3. Kişilerin 6....

Davanın temeli boşanma protokolü olduğuna ve uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklandığına göre, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Dolayısıyla tarafların boşanma tarihinde yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile huzurda ki dava tarihinde yapılan araştırma arasında aşırı bir iyileşme ya da kötüleşme olmadığı sabittir. Davacının boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen zaman içerisinde tarafların her ikisinin de protokol gereği ve yine mahkemece de kabul edildiği üzere erkeğin boşanmanın gerçekleştiği tarihe göre ekonomik durumunda aşırı bir kötüleşmenin olmadığı, davalı kadının da sosyal ve ekonomik durumunda dava tarihi itibariyle aşırı bir değişiklik olmadığı, döviz kurundaki değişiklik davacının öngöremeyeceği derecede ülke bazında ön görülemeyen bir kriz nedeni ile ani bir artış şeklinde meydana gelmediği, uyarlamayı gerektirecek mahiyette olmadığı dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yoksulluk nafakasının indirilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

    Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı kadın vekili; 28/02/2023 tarihli dilekçesi ekinde sunulan taraflar arasında düzenlenen protokol gereği istinaf kanun yolu başvurusundan dönülmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; dava, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca açılmış ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile çekişmeli olarak boşanmalarına karar verilmiştir....

    ANLAŞMALI BOŞANMAORTAK ÇOCUĞUN VELAYETIÇOCUĞUN ANNESININ YANINDA YAŞAMAK ISTEDIĞINI BEYAN ETMESI "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, kararla ortak çocuk İ..'nın velayetinin anlaşmaları uyarınca davalıya bırakıldığı, kararın 03.02.2000 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 17.02.2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ortak çocuk İ.., 01.01.1995 doğumlu olup, idrak çağındadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, davalı babanın bir başka kadınla yaşamaya başladığı, çocuğun ise 2005 yılı Haziran ayından beri Avusturya'da annesinin yanında kaldığı öğrenimine orada devam ettiği gerçekleşmiştir....

      Bu genel açıklamalardan sonra, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde boşanmanın mali sonuçlarının kararlaştırılması kavramına, mal rejiminin tasfiyesinin dahil olup olmadığı; böyle bir kararlaştırma varsa bunun sonuçlarının ne olacağının irdelenmesi gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davalarında, evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek protokolü uygun bulması şarttır....

        Aile Mahkemesi'nin 2008/740 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile 21/06/2008 tarihli boşanma protokolü çerçevesinde boşandıklarını, boşanma protokolü ile ve bu doğrultudaki mahkeme kararı ile davalı ...'ın müşterek çocuğun eğitimi ve nafakası konusunda yükümlülük altına girdiğini, ancak bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ... 20 ... Müdürlüğünün 2010/13653 sayılı, ... 1. ... Müdürlüğü'nün 2010/13653 Esas sayılı, ... 26. ... Müdürlüğü'nün 2010/16604 Esas sayılı dosyalarında ... takibi yapıldığını, ... 26 ... Müdürlüğü'nü 2010/16604 Esas sayılı takip sayılı dosyasına yapılan itiraz üzerine ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2011/1551 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, bu arada ... 31. ... Müdürlüğü'nün 2011/10484 Esas sayılı dosyasında başka bir ... takibi başlatıldığını, bu arada davalı ...'ın mesken olarak oturduğu dairenin 1/2 hissesini 10/06/2011 tarihinde mal kaçırmak amacıyla ağabeyi olan diğer davalı ...'...

          DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde ilk derece mahkemesince verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiş olmakla; dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2017 yılından beri evli olduklarını, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalı ile evliliklerinin ilk zamanlarında hiçbir sorun olmadığını, ancak zaman geçtikçe davalı ile aralarında uyuşmazlıkların ve fikir çatışmalarının başladığını belirterek anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada; "Dosya kapsamında yer alan boşanma protokolü altındaki imza bana aittir. Protokolün tüm şartlarını kabul ediyorum. Buna göre eşim ile boşanmamıza karar verilmesini talep ediyorum....

          Davalı erkeğin boşanma davası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6). Somut olayda; dava, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca açılmış ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile çekişmeli olarak boşanmalarına karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece tarafların serbest iradeleriyle düzenledikleri anlaşma protokolü uyarınca karar verildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.04.12.2013(Çrş.)...

            UYAP Entegrasyonu