Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı villanın 1/2 hissesi ile iki adet arsayı 8.3.2006 tarihli boşanma protokolü gereğince boşandığı eşi davalı ...'e devrettiğini, taraflar arasındaki boşanma davası ve protokolün muvazaalı olduğunu belirterek taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, aciz belgesi sunulmadığını, tarafların 2002 yılından beri ayrı yaşadıklarını ve 8.3.2006 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin yeniden evlendiğini, dava konusu taşınmazların tazminat karşılığı ve mahkeme kararı gereğince davalıya devredildiğini, davacının devirleri bilerek alacağı 3.6.2008 tarihinde temlik aldığından dava hakkı bulunmadığını, davacı şirket yabancı ortaklardan oluştuğundan teminat göstermesi gerektiğini belirterek davanın reddini %40 tazminatın davacıdan tahsilini savunmuştur....

    Tüm dosya kapsamına göre; Tarafların anlaşmalı boşanma hükümleri doğrultusunda boşandıkları,buna ilişkin protokolün boşanma dava dosyasına sunulduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı yan bu protokol kapsamında tarafların eşyaları ile ile ilgili anlaşmaya varıldığını davalı yan ise boşanma protokolü ile tarafların birbirlerinden kişisel mal veya edinilmiş mal kapsamında talepte bulunulmasının engellendiği ve bu şartlar ile anlaşmaya varılarak boşanmanın gerçekleştiğini ileri sürmektedir.İddia edilen bu vakıalar karşısında mahkemece boşanma kararına esas alınan protokolün incelenmesi,değerlendirilmesi,yorumlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden eldeki davada görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu nazara alınmaksızın belirtilen şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Tarafların karardan sonra boşanma protokolü hazırladıklarını belirterek kararı istinaf etmiştir. Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Tarafların karardan sonra boşanma protokolü hazırladıklarını belirterek kararı istinaf etmiştir....

    -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını ve takiplerin sonuçsuz kaldığını, davalıların anlaşmalı boşanma yaparak dava konusu taşınmazını 14.10.2014 tarihinde devrettiğinden tasarrufun iptalini talep etmiştir. İkinci davasında ise aynı gerekçelerle bu kez dava konusu ..., ... plakalı araçlarını 02.07.2015 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı ...'ye yapılan satışın iptali istenilmiş, davalar arasında irtibat bulunduğundan mahkemece birleştirilmiştir. Davalılar vekilleri, haksız açılan davaların reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, davalı vekili devirlerin boşanma protokolü çerçevesinde yapıldığını, herhangi bir muvazaalı işlem söz konusu olmadığını ileri sürdüğü ancak son zamanlarda sıklıkla, eşlerden birinin borcundan ötürü takibat yapılması hallerinde eşlerin anlaşmalı boşanarak mal varlıklarını borçlu olmayan eşin üzerine devrettiği, ayrıca boşanma protokolü incelendiğinde davalı ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünden kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların 03.03.2010 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında imzalanan ve hakim tarafından onaylanan protokol ile, davacı adına kayıtlı olan........ ...ada...parse.. kat.nolu bağımsız bölümün 1/2 payının davacıya devir ve intikalinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı protokol gereğince taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescilini talep ve dava etmiştir. Bu halde dava, boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

        Değerlendirme Davacı-karşı davalı kadın vekili; temyiz tarihinden sonra verdiği 19.01.2023 tarihli dilekçe ile taraflar arasında boşanma ve fer’îleri ile boşanmanın fer'îleri dışında kalan diğer mali konulara yönelik olarak düzenlenmiş olan 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunmuş olup bu hususta karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. O halde taraflar arasında düzenlenen 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün boşanma bölümü dışında kalan diğer yönlerinden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

          Davalı duruşmada alınan beyanında özetle; Açılan boşanma davasını kabul ettiğini, davacı ile boşanma hususunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, müşterek çocukların velayetinin tarafıma verilmesini, müşterek çocuklar için nafaka talebi olmadığını, davacıdan herhangi bir maddi manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, çeyiz eşyası, ziynet eşyası, ev eşyası, özel eşya ve edinilmiş mallara katılma alacağı talebinin bulunmadığını, bu haklarımdan ileriye dönük feragat ettiğini, protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, protokol doğrultusunda boşanmaya karar verilmesini, protokolü herhangi bir baskı ve tehdit altında kalmadan hür irademle imzaladığını beyan etmiştir....

          Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili; 21/06/2023 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir....

          Davalı duruşmada alınan beyanında özetle; Açılan boşanma davasını kabul ettiğini, davacı ile boşanma hususunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, müşterek çocukların velayetinin tarafıma verilmesini, müşterek çocuklar için nafaka talebi olmadığını, davacıdan herhangi bir maddi manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, çeyiz eşyası, ziynet eşyası, ev eşyası, özel eşya ve edinilmiş mallara katılma alacağı talebinin bulunmadığını, bu haklarımdan ileriye dönük feragat ettiğini, protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, protokol doğrultusunda boşanmaya karar verilmesini, protokolü herhangi bir baskı ve tehdit altında kalmadan hür irademle imzaladığını beyan etmiştir....

          Maddesi olduğunu, oysa dosya içinde 16.11.2017 tarihli iki farklı protokol olduğunu ve bu protokollerin birinde tasfiyeye konu evin yarı yarıya paylaşılacağının yazdığını, yerel mahkemenin bu ikinci protokolü de gerekçeli kararda zikrettiğini, yerel mahkemenin davalı yanca ibraz edilen protokolle çelişen ve paylaşım öngören protokolü sözlü yargılama duruşmasında sundukları için HMK gereği iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında bu protokolü delil olarak kabul etmediğini söylediğini, oysa anılan protokol metni davanın başından beri dosyanın içinde olduğunu, taraflara ilişkin boşanma dosyası bu dosyanın delili olduğunu, anılan protokol de bu dava dosyasına alındığını, işbu dilekçe ekinde de tekrar sundukları protokol üzerinde Çerkezköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosunun kaşesi ve ilgili memurun imzası olduğunu, yani anılan protokol boşanma tarihi olan 16.11.2017 tarihinde mahkeme dosyasına havale edildiğini,, boşanma dosyasının diğer delilleri birlikte istinafa konu dava dosyasının...

          UYAP Entegrasyonu