Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirlerinden nafaka ve edinilmiş mallara ilişkin alacak talepleri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 14.09.2021 tarihli protokolün kararın eki sayılmasına, hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2018/1038 Esas KARAR NO:2023/488 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:05/11/2018 KARAR TARİHİ:14/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalıdan takip öncesi faiz ile birlikte toplam 10.041,60.- TL tutarında alacağının bulunduğunu, bu alacağın taraflar arasında imzalanan “Anlaşmalı Kurumlar Hizmet Sözleşmesi” kapsamında doğan faturalardan kaynaklandığını, borcun ödenmesi için davalıya yapılan başvuruların sonuç vermediğini, bu nedenle .... İcra Müdürlüğü'nün ......

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2018/1038 Esas KARAR NO:2023/488 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:05/11/2018 KARAR TARİHİ:14/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalıdan takip öncesi faiz ile birlikte toplam 10.041,60.- TL tutarında alacağının bulunduğunu, bu alacağın taraflar arasında imzalanan “Anlaşmalı Kurumlar Hizmet Sözleşmesi” kapsamında doğan faturalardan kaynaklandığını, borcun ödenmesi için davalıya yapılan başvuruların sonuç vermediğini, bu nedenle .... İcra Müdürlüğü'nün ......

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın İİK'nın 142. maddesine göre yedi günlük süre içerisinde açıldığı, tarafların 10.05.2010 tarihinde anlaşmalı şekilde boşandıkları, davalı eş için 20.000,00 TL yoksulluk, velayeti davalıya verilen iki çocuğun her biri için 4.000,00 TL aylık nafakaya hükmedildiği, davalı ve borçlunun boşanmadan sonra da birlikteliklerini sürdürdükleri, birlikte yurtiçi ve yurtdışı seyahatler yapıp otellerde kaldıkları, aynı adresi kullandıkları, davalıya ait taşınmazın borçlu tasarrufunda bulunduğu, bu tespitlerin çoğunun muvazaaya karine mahiyetinde olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne; birleşen davada ise, 24. İcra Müdürlüğü dosyasından tahsil edilen araç bedelinin, asıl dosyadaki alacağın cüz'i bir kısmını ancak karşıladığı gerekçesiyle, birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflar birbirlerinden maddi, manevi tazminat, ziynet, çeyiz ve ev eşyası, tedbir ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklardan Hira IŞIK için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, müşterek çocuklardan Ömer Faruk Hakan IŞIK ve Muhammet Yusuf IŞIK'ın velayetinin babaya, müşterek çocuklardan Hira IŞIK'ın ise velayetinin anneye verilmesine" hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın istinaf dilekçesiyle, anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflar birbirlerinden maddi, manevi tazminat, ziynet, çeyiz ve ev eşyası, tedbir ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın vekili, istinaf dilekçesi ile müvekkilinin anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Habip Polat'ın velayetinin davalı anneye verilmesine, müşterek çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine, taraflarca yoksulluk/iştirak nafakası, eşya alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca düzenlenen 22.02.2022 tarihli protokolün aynen onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu ettiğini beyan etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

        Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın anlaşmalı boşanma protokölünden kaynaklandığı, gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Aile Mahkemesi ise, davanın malvarlığı haklarına ilişkin olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usûllerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 47...1 sayılı Türk Medenî Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davada Aydın 1.Aile ve Denizli 2.Aile Mahkemeleri’nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemeleri’nin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesi’nin yargı çevresinde kalan Mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan Adlî Yargı İlk Derece Hukuk Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, anlaşmalı boşanma davasında düzenlenen protokolden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Aydın 1....

            Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır( TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....

              UYAP Entegrasyonu