Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki dava boşanmadan sonra 24.3.2004 tarihinde açılmıştır. Uyuşmazlık ve hüküm; davacının kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi (TMK.md. 683/2) ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki bu dairece görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için (Hukuk) Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın (Hukuk) Başkanlar Kurulu Yüksek Başkanlığına gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.29.04.2010(Prş)...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Kaynaklanan Maddi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2019 (Prş.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 19.01.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanmadan kaynaklanan manevi tazminat isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Mahkemece, boşanma dosyasında yer alan 07.10.2009 tarihli protokol ve tüm dosya kapsamı ile davacının protokol düzenleyerek mal talebinde bulunmadığı, bu şekilde anlaşmalı olarak boşandığı ve protokolün mahkemece onaylandığı, protokoldeki “mal” ibaresinin dar kapsamlı algılanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; hüküm, Sayın Daire çoğunluğunca onanmıştır. Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Söğüt Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.10.2009 tarih 2009/160 Esas, 2009/244 Karar sayılı dosyası arasında bulunan “Protokol” başlığını taşıyan davacı ... ile davalı ... tarafından imzalanan 07.10.2009 tarihli protokolün 3 nolu bendinde; “tarafların mal talepleri yoktur” ibaresi yer almaktadır. Bunun dışında malla ilgili başka bir açıklama ve belirleme söz konusu değildir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; davacının kendisine verdiği sözü tutmaması nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/84 Esas KARAR NO : 2023/621 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/02/2023 KARAR TARİHİ : 19/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; Müvekkil ile davalı ..., 12/08/2011 tarihinde görücü usulü ile evlendiklerini, ancak ailesi tarafından, davalı asilin Şizofren hastası olduğunu müvekkilden saklandığını, zaman içerisinde müvekkilin davalının hastalığı kendisinden saklanıldığını öğrendiğinde davalı ve ailesine karşı güvenini kaybettiğinden .....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/696 Esas KARAR NO : 2021/879 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/07/2018 KARAR TARİHİ : 10/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı şirketin anlaşmalı müşterilerinden olan davalı şirketin, davacı şirkete muhtelif tarihlerde gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücret alıcı olarak kabul ettiği kargo bedellerinden oluşan icra dosyasındaki borç miktarının tüm girişimlere rağmen ödenmediğini, müvekkili şirketin kendi üzerine düşen edimleri süresinde, eksiksiz ve sağlam olarak gerçekleştirdiğini, bunun neticesinde sözleşme ve tarifeye uygun olarak taşıma faturası düzenlendiğini ve davalıya imza karşılığında teslim edildiği halde davalı tarafından ödeme yapılmadığını, davalının faturaya süresi içinde itiraz etmediğini...

              Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haciz sırasında sunulan vergi levhasına göre gidilen iş yerinin üçüncü kişi adına olduğunun ve davacının borçlu Harun hazar’dan boşanmış olduğunun belirlendiği, borçluların hacizde yer almadığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mahcuzların borçlulara ait olduğunu kanıtlayamadığı, iş yerinin boşanmadan önce açılmış olmasının ve davacının öncesinde borçlu şirketlerde çalışmasının karinenin aksini ortaya koymak açısından yeterli kabul edilemeyeceği “ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişi ve borçlu Harun Hazır borcun doğumundan sonra anlaşmalı olarak boşanmıştı. Diğer yandan ...’nun yazı cevabına göre 17.08.2002–25.12.2002 arasında ve 16.05.2007–31.07.2007 arasında ......

                .- TL iştirak nafakası ödeyeceği şeklinde anlaştıklarını, kendisinin protokolün gereklerini yerine getirip aracını satıp elde ettiği meblağı müşterek çocuğun hesabına yatırılması için davalının babasına verdiğini, ancak davalının yeni bir araç satın aldığını, boşanmadan sonra kendisinin mali durumunun değiştiğini, önceden Van Olağanüstü Hal Bölgesinde görev yapması nedeniyle aylık 400.- TL tazminat aldığını ve lojmanda kaldığını, şu anda ise ...’te görev yaptığını ve maaşı dışında herhangi bir ek gelirinin bulunmadığını, bu nedenle çocuk için belirlenen 700.- TL iştirak nafakasının 350.- TL ' ye indirilerek yeniden belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve bu anlaşmayı protokole bağladıklarını, boşanmanın üzerinden daha çok kısa bir süre geçtiğini ve nafaka indirimi için gerekli şartların oluşmadığını bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

                  Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haciz sırasında sunulan vergi levhasına göre gidilen iş yerinin üçüncü kişi adına olduğunun ve davacının borçlu ...’dan boşanmış olduğunun belirlendiği, borçluların hacizde yer almadığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mahcuzların borçlulara ait olduğunu kanıtlayamadığı, iş yerinin boşanmadan önce açılmış olmasının ve davacının öncesinde borçlu şirketlerde çalışmasının karinenin aksini ortaya koymak açısından yeterli kabul edilemeyeceği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu