Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2019/367 esas, 2019/202 karar sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşanma kararının 06/11/2019 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin boşandıktan sonra tesadüf eseri eski eşinin yeni erkek arkadaşı olduğunu düşündüğü şahsı eski eşi ile birlikte gördüğünü, bunun üzerine konu ile ilgili ortak çocukları da bulunduğundan bilgi almak istediğini ve eski eşi ile bu durumu konuştuğunu, müvekkilinin yaptığı araştırmalar sonucu bu şahıs ile müvekkilimi evlilik birliği içerisinde evliliğin son 7 yılında birlikte olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin bu durumdan habersiz olduğu için ortak çocukları da olması sebebiyle anlaşmalı boşanmayı kabul ettiğini, ancak söz konusu bu durumun müvekkili tarafından kabul edilebilir bir durum olmadığını, bu nedenle söz konusu yargılamanın yenilenmesini, davanın anlaşmalı olarak görülen boşanma davasından çıkartılarak "zina sebebiyle" çekişmeli boşanma davası olarak görünmesini, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat talepleri...

ile davalı, ... aralarındaki alacak davası hakkında Altunhisar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 30.3.2006 gün ve 58/34 sayılı hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, boşanmadan kaynaklanan eşya teslimine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....

    Davalı erkek kararın kendisine tebliğ edildiği gün mahkeme kalemine verdiği aynı tarihli dilekçe ile anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini, şini ve çocuklarını sevdiğini, bir anlık kızgınlık ve öfke ile beyanda bulunduğunu bildiren dilekçe verdiği anlaşılmıştır. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, ilk derece mahkemesince taraflara vakıalarını bildirmesi için süre verilmeli, dilekçeler teatisi aşaması tamamlanarak ön inceleme ve tahkikat duruşması icra edilerek gösterdikleri takdirde deliller toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi, taraflarca davadan vazgeçilmesi yada feragat edilmesi halinde de bu doğrultuda yeniden hüküm oluşturmak gerekmektedir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Somut olayda tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, ancak davalı kocanın anlaşmalı boşanmaya yönelik kararından vazgeçmesi nedeniyle davanın hukuksal niteliği değişmiştir....

    Şöyle ki, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolünün 3.3. maddesinde dört adet taşınmaz yönünden ‘boşanma tazminatı’ olarak düzenleme yapıldığı, boşanma dava dosyasındaki duruşmada tarafların ‘... Protokolü kabul ediyoruz, ... protokolde 3 numarada belirtilen davacı adına tapuda kayıtlı taşınmazlar en geç 01.06.2020 tarihinde davalıya davacı tarafından tapuda devir edilecektir,...’ şeklinde beyanda bulundukları, boşanma kararında tasfiyeye konu taşınmaz dışında ‘4 adet taşınmazın malların tasfiyesine ilişkin alacak olarak davalıya devredilmesine’ karar verildiği, davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığı veyahut feragat ettiğine dair protokolde, duruşmadaki beyanlarda ve hükümde bir düzenleme olmadığı, işbu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında görülmekte olan --- sayılı boşanma davası mevcut olduğunu, bu dava gereği tarafların anlaşmalı boşanma protokolü çerçevesince anlaşmalı olarak boşanmak üzere anlaştıklarını, protokol hükümlerinin müvekkili tarafından tek tek yerine getirildiğini, protokol şartlarından biri olan davaya konu ----- düzenleme --------vade tarihli --------bedelli teminat senedinin düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, ancak müvekkili tarafından protokol hükümleri yerine getirildikten sonra davalı tarafından anlaşmalı boşanmadan vazgeçildiğini, boşanma davasının çekişmeli olarak devam ettiğini, davalı tarafından kötü niyetli davranılarak müvekkilinin anlaşmalı olarak boşanacağı inancı istismar edilmek suretiyle davalıya hiçbir borcu olmadığı halde davaya konu teminat senedinin davalı elinde bulunduğunu, hayatın olağan akışı içerisinde karı koca arasında böyle bir bononun tanzim edilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafından aldatma...

        yitireceğini, anlaşmalı boşanma davasından vazgeçme hususunun iki ayrı şekilde ortaya çıktığını, henüz anlaşmalı boşanma duruşması yapılmadan anlaşmalı boşanmaktan vazgeçme ve anlaşmalı boşanma duruşmasından sonra anlaşmalı boşanmadan vazgeçme olmak üzere ikiye ayrılabileceğini, her iki halde de tarafların anlaşmalı boşanmadan vazgeçmelerinin mümkün olduğunu, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere, taraflar arasında imza altına alınan protokolün boşanma kesinleşinceye kadar sonuç ve hüküm ifade etmemekte olduğunu, kaldı ki tarafların İstanbul Anadolu 16....

        ın davacıdan 15/07/2005 tarihinde boşandıktan sonra diğer davalı ile evlendiği, ancak ilk evliliğinden olan dört çocuğuna ikinci eşi tarafından bakıldığı, davalıların bunu ispat için fotoğraflar ibraz ettikleri, zabıta araştırması sonucunun da bu yönde olduğunu, davacının çocuklarına bakmak için resmi nikahın kendi üzerinde olmasını istemesinden dolayı davalıların anlaşmalı şekilde boşandıkları ancak fiilen ayrılmadıkları, davacınında bu durumu bilerek, anlaşmalı boşanmadan iki gün sonra davacı ile resmi nikah ile evlendiği, davalıların ise bir arada yaşamaya devam ettikleri, yine davalılar tarafından ibraz olunan bilgisayar yazışmalarının içeriği ve tarihlerinin de bunu doğruladığı anlaşılmaktadır. MK 2. maddesine göre, herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Şu durumda, davacının, davalı ...'...

          Davalı verilen kararı; davanın çocuklar adına velayeten açılması gerekirken ne dava dilekçesinde ne vekaletnamede çocuklara yer verilmediğini, davacının taraf sıfatının bulunmadığını, anlaşmalı boşanmadan 3 ay sonra açılan bu davanın iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı, takdir edilen nafaka miktarlarının ise müvekkilinin gelirine göre yüksek olduğunu belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiş, bunun mümkün olmaması halinde daha uygun bir nafaka miktarının belirlenmesini istemiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini talep etmiştir. Dava; anlaşmalı boşanmadan sonra açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

          Davacı ile dava dışı borçlu 26.2.2009 tarihinde kesinleşen ilam ile anlaşmalı olarak boşanmış boşanma protokolü gereğince dava konusu haczin yapıldığı mesken ile bunun dışında bir ev, bir araba borçlu tarafından davacı 3.kişiye 13.1.2009 ve 19.1.2009 tarihlerinde devredilmiştir. Takip dosyası kapsamından borçlunun davacı 3.kişiye devrettiği malları dışında başka malvarlığının olmadığı, boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra borçlu koca hakkında 2.3.2009 tarihinden itibaren 10'a yakın icra takibinin başladığı, takip konusu borçların bir kısmının boşanmadan önce doğduğu, dava konusu mahcuzların 29.3.2010 tarihindeki muhafaza işlemlerine engel olmak amacıyla borçlunun borca mansuben 3.000,00 TL yatırdığı anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu