Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan menkul gayrimenkul, alacak talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, protokolün 2. ve 3. maddesi dışında tasdikine” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın istinaf dilekçesiyle anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

Dava; anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tescil ve alacak istemine ilişkindir. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (m.118- 395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Somut olayda; dava anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tescil ve alacak davasına ilişkin olup görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir....

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi İnceleme konusu karar, boşanmadan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 2.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin borçlunun Uyap ortamında kayıtlı adresinde yapıldığını, davacının borçludan anlaşmalı olarak borcun doğumundan kısa süre önce boşandığını, alacaklının sattığı konfeksiyon ürünlerinin satışından sonra ödenmeyen borç nedeni ile icra takibi başlatıldığını, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişinin oturduğu konutunda yapıldığı, ödeme emrinin burada yapılmadığı, borçlunun ikametgahının haciz adresi olmadığı, tarafların davacının borçludan boşandığını belirterek istihkak iddiasında bulunduğu, haczin boşanmadan bir yıl sonra yapıldığı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığının tespitinin mümkün görülmediği“ gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      No:18/4 Pamukkale/ DENİZLİ" adresine taşındıklarını, müvekkilinin Topraklık Mahallesindeki adresine boşanmadan yaklaşık bir buçuk yıl kadar sonra taşınmış olup bu adreste sadece oğlu Mehmet birlikte kalmakta olduğunu, boşanmadan itibaren müvekkilinin ve eski eşinin ayrı adreslerde yaşamakta olduğunu, boşanma kararı kesinleştikten sonra müvekkilin eşinin Hacıkaplanlar Mahallesinde bulunan müşterek konuttaki ev eşyalarını müvekkiline bırakıp bu konutu terk ederek buradan ayrılıp gittiğini, ancak müvekkilinin eski eşinin boşanmadan sonra evlilik birliği sürmekte iken oturduğu Hacıkaplanlar Mahallesindeki bu adreste oturmadığı halde nüfus müdürlüğünün adres kayıt sistemindeki ikamet adresi bilgisini güncellemediğini veya güncellemeyi unuttuğunu, ihmal ettiğini, müvekkilinin eski eşinin bu ihmalinin sorumluluğunu müvekkiline yüklemeye davalı SGK'nın hakkı olmadığını, müvekkilinin de boşanma kararından yaklaşık bir buçuk yıl kadar sonra Hacıkaplanlar Mahallesinde bulunan konuttan halen çocuğu...

      HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince; "tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde katkı payı talep etmediklerin tasdik etmeleri, duruşma sırasında eşya ve mal varlığına ilişkin hiçbir mal ve alacak talep etmediklerini beyan etmeleri anlaşmalı boşanma sırasında mal rejiminin tasfiyesinde geleceğe yönelik bir anlaşma yapıldığını göstermektedir. Aynı zamanda tarafların kesinleşen anlaşmalı boşanma davasının 2 numaralı bendinde tarafların karşılıklı olarak katkı payı alacağı talep etmedikleri belirtilmiş ve bu karar kesinlişmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından boşanmadan sonra açılmış iştirak nafakasının azaltılması istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Anlaşmalı boşanma davasında, mirasçılar sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacaktır. Bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eş bile tartışmaz ve dahi tartışmaya açmazken ölenin mirasçılarının bunu gerçekleştirmesi kabul edilemez. O halde mahkemece ölüm sebebiyle "boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sağ eşin kusurlu olduğunun tespitine de karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

        (Aile) Mahkemesinin 2012/156-174 E.K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuk ............'ın velayetinin kendisine verildiğini ancak nafakaya hükmedilmediğini, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek müşterek çocuk lehine aylık 300 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; ekonomik gücü olmadığından nafaka talebine ilişkin davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; boşanma davasında tarafların birbirlerinden nafaka taleplerinin bulunmadığını bildirdikleri, karar tarihi ile nafaka talep tarihi arasında beş aylık kısa bir süre geçtiği ve bu süre içinde tarafların ekonomik durumlarında fark edilir bir değişme olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır (TMK nun 327/.... maddesi)....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; davalı ile Çeşme Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/69-63 E.K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukları Tuğçe'nin velayetinin kendisine verildiğini, nafakaya hükmedilmediğini, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek, müşterek çocuk lehine aylık 600 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı dilekçesinde; boşanma davasındaki anlaşma protokolü gereği davacının nafaka isteyemeyeceğini, davacının nafaka talebinden protokol gereği ileriye dönük olarak vazgeçtiğini, asgari ücretle çalıştığını, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu