anlaşma protokolüne uygun olarak 400 gram altını davalı tarafa teslim ettiğini, 400 gram altının davalı tarafa teslim edildiğine dair, davalı tarafın imzasını ihtiva eden ödeme vesikasının mahkemeye arz edileceğini, daha sonradan davalı tarafın, gerekçeli kararın kendisine teslim edilmeden yapılan kesinleştirme işleminin usulsüz olduğu ve anlaşmalı boşanma davasının bozulması ve çekişmeli boşanma davasına dönmesi için istinaf mahkemesine başvuruda bulunduğunu, bunun üzerine Rize Aile Mahkemesi'nin kesinleşme şerhini kaldırarak, dosyayı istinaf mahkemesine gönderdiğini, davalı tarafın anlaşmalı boşanma davasını istinaf mahkemesine götürmesi; açık şekilde anlaşma protokolünde rücu ettiği manasına geldiğini, bu noktada davalı tarafın anlaşmalı boşanma davasına karşı istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde, istinaf mahkemesinin istinaf başvurusunu reddetmesi gibi bir durum söz konusu olmayıp, anlaşmalı boşanma...
Dairemizce anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı tapu iptal ve tescil davalarında Yargıtay uygulaması da incelenmiştir.Buna göre: Yargıtay 2. H.D.'nin 2015/16924 E. 2016/558 K.sayılı ilamında; "Tarafların 03.03.2010 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında imzalanan ve hakim tarafından onaylanan protokol ile, davacı adına kayıtlı olan Gaziosmanpaşa Küçükköy 3532 ada 12 parsel 3. kat 16 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının davacıya devir ve intikalinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı protokol gereğince taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescilini talep ve dava etmiştir. Bu halde dava, boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın temeli boşanma protokolü olduğuna ve uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklandığına göre tapu iptal ve tescil davasına bakmakla aile mahkemesi görevlidir (4787 s. K.md.4/1)....
Dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı alacağa dayalı icra takibinden dolayı menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, Aile Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamına göre taraflar İstanbul Anadolu 16....
Aynı tarihte sunduğu diğer dilekçe ile; çekişmeli boşanma davasının anlaşmalı boşanma olarak devamına karar verilmesini talep etmiş ve dilekçe ekinde anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin feragati nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2.Davalı erkek tarafından sunulan dilekçe ekinde bulunan anlaşmalı boşanma protokolünden; tarafların boşanma ve boşanmanın mâli sonuçları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. Davalı erkek tarafından iki ayrı dilekçenin aynı gün birlikte verildiği gözetildiğinde bu dilekçelerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi'nce sadece istinaf talebinden feragat dilekçesi dikkate alınarak davalı erkeğin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davalı taraf; davada verilen görevsizlik kararına yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Her ne kadar davalı vekili tarafından mahkeme kararına karşı görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun gözetilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; davanın niteliği gereği anlaşmalı boşanma protokolüne istinaden açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu göz önüne alındığında, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Anlaşmalı boşanma davasında, mirasçılar sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacaktır. Bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eş bile tartışmaz ve dahi tartışmaya açmazken ölenin mirasçılarının bunu gerçekleştirmesi kabul edilemez. O halde mahkemece ölüm sebebiyle "boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sağ eşin kusurlu olduğunun tespitine de karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan zina ve aynı Kanunun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine birlikte dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş; vekili, duruşmadan önce 25.11.2013 tarihli dilekçesinde “davalı ile boşanma ve fer’ilerinde anlaştıklarını” belirtmiş ve dilekçe ekinde sunduğu boşanma protokolüne göre hüküm kurulmasını talep etmiştir. Ne var ki, 11.12.2013 tarihli ilk oturumda davalının, velayeti talep etmesi sebebiyle anlaşma sağlanamamış, dava kendiliğinden çekişmeli hale dönüşmüştür....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, yetki itirazı, husumet, hukuki yarar, konusuz kalan davada haklılık durumu, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 5 inci ve devamı maddeleri, 114 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 716 ncı maddesinin birinci fıkrası. 3....
emekli olduğu 01.01.2012 tarihinden geçerli olacak şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-davalı kadın birleşen davasında, davalı ile 27.04.1999 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma hükmüne de geçen anlaşmalı boşanma protokolünde; o dönem davalı-davacının babasına ait olan 21/1-D:9 .../... adresinde bulunan konutta kendisi ve ortak çocuğun oturmasının, söz konusu taşınmazdan herhangi bir sebeple çıkartılması durumunda davalı-davacı erkek eşin bu taşınmazla aynı bölgede ve değerde bir taşınmazı temin edeceğinin ve temin edilecek bu taşınmazın kira bedelini davalı-davacı erkek eşin karşılayacağının kararlaştırıldığını, söz konusu taşınmazı mahkeme kararıyla tahliye etmek zorunda kaldığını, bu sebeple boşanma protokolüne dayalı olarak taşınmazı tahliye ettiği tarihten itibaren belirlenecek kira bedelinin hesaplanarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL nin yasal faiziyle birlikte...
, icra takibinin müvekkilin ait olmayan adrese başlatılmış usulsüz tebligat olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolüne göre verilen boşanma kararının protokole ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, istinaf talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....