Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının açtığı davada mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, taraflarca düzenlenen 29.03.2011 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. maddesinde davalı erkeğin davacı kadın yararına 200TL nafaka ödemesinin kararlaştırıldığı, 04.04.2011 tarihli duruşmada da davalı erkeğin protokolü aynen kabul ettiğini beyan ettiği, mahkemece verilen boşanma kararından sonra da uzunca bir süre davalı erkeğin davacı kadına yoksulluk nafakası ödemeye devam ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece "davalı için aylık 200TL nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin anlaşmalı boşanma protokolünü davacının müvekkiline uyguladığı şiddet, baskı ve korku sonucu imzaladığını belirterek, anlaşmadan vazgeçtiklerini, bu nedenle taraflar arasında imzalanan protokolün iptali ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....
Davacı vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile; tarafların anlaştığını, davalarını anlaşmalı boşanma davası olarak ıslah ettiğini bildirdiği görülmüştür. Davacı duruşmadaki beyanında: Davalı ile boşanma konusunda anlaştıklarını, protokol doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; Davacı ile boşanma hususunda anlaştıklarını, protokol doğrultusunda karar verilmesini istediğini bildirmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davacı tarafça açılan davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki tesisine, 10/10/2019 tarihli boşanma protokolünün aynen tasdikine, tarafların maddi tazminat, manevi tazminat, nafaka, çeyiz eşyası, katılma alacağı ve diğer hususlarda talepleri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği görülmüştür....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2015 NUMARASI : 2015/118-2015/260 Taraflar, anlaşmalı olarak görülen davada boşanmış olup, uyuşmazlık ve hüküm boşanma davasında tasdik edilen boşanma protokolünün (yoksulluk nafakası ve davacı tarafından davalıya verilecek olan yemek kartlarının kaldırılması) değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2014 NUMARASI : 2013/959-2014/582 Taraflar anlaşmalı olarak görülen boşanma davasında mahkemece tasdik edilen protokol uyarınca boşanmış olup, uyuşmazlık ve hüküm; boşanma protokolünün (iştirak nafakası, müşterek çocuğun özel okula gönderilmesi ve davalıya ait evin giderlerinin davacı tarafından karşılanması hükümlerinin) değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya incelendiğinde; davacı kadın tarafından anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, velayeti babada olan çocuğun velayetinin değiştirilmesi, maddi ve manevi tazminat, nafaka, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi talepli dava açıldığı, davalının cevap dilekçesi sunduğu ancak karşı ya da birleşen davasının mevcut olmadığı, buradan hareketle davalı babanın cevap dilekçesine konu velayeti annede olan çocukların velayet değişikliği talebinin değerlendirilmemesinin doğru olduğu; bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerektiği anlaşılmıştır....
CEVAP Davalı kadın vekili, erkek vekili tarafından açılan boşanma davasına cevap vermiş sorasında boşanma davasının anlaşmalı boşanma davası olarak görülmesini ve anlaşmalı boşanma protokolü hükümlerine göre karar verilmesini talep etmiştir. III....
Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam; yıllık eğitim öğretim ücreti, yıllık bakıcı ücreti ve bakıcı yol ücreti yönüyle anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilamda onaylanmasına karar verilen protokolde bu giderlerin borçlu baba tarafından ödeneceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, yıllık eğitim öğretim ücreti, yıllık bakıcı ücreti ve bakıcı yol ücreti yönüyle ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır....
. 2.Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; davanın anlaşmalı boşanmadan kaynaklı alacak davası olmadığını, davalının anlaşmalı boşanmanın gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma davasında fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğini, dava konusu taşınmazın tasfiyesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin açtığı davada mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, taraflarca düzenlenen ve mahkemece onaylanan 20.04.2015 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. maddesinde davacı erkeğin çocuklar için 1.000,00 TL nafaka ödemesinin kararlaştırıldığı, 03.07.2015 tarihli duruşmada da davacı erkeğin protokolü aynen kabul ettiğini beyan ettiği; mahkemece "müşterek çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....