"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Ana Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davacı vekili 01.02.2013 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan sebeple REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 25.03.2013 (Pzt.)...
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Üzerinde durulması gereken husus; TMK'nin 312. maddesinde çocuğun evlat edindirilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen "kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce" ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir....
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Üzerinde durulması gereken husus; TMK'nin 312. maddesinde çocuğun evlat edindirilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen "kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce" ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, evlat edindirmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 09.12.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
Dosyamızda sanık yönünden TCK109/1 maddesindeki suçun oluşup oluşmadığı sonucuna varabilmek için, çocuğun bu rızasının geçerli olup olmadığı konusunun tartışılması gerekir. Bunun içinde Medeni Kanundaki ebeveynlerin çocuk üzerindeki hak ve yetkilerinin ne olduğuna bakmak gerekmektedir. Medeni Kanunun 339. maddesine göre; “Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar. Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar. Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez...”. Yine medeni Kanunun 16. maddesine göre de; “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir...”....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2019 NUMARASI : 2018/696 ESAS, 2019/45 KARAR DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....
Yasal düzenlemeye göre, küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana-babadan birinin rızası eksik olursa, rızasının aranıp aranmayacağı, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce mahkemece karara bağlanacaktır. Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir. (TMK.m.312) Ana ve babadan birinin rızasının aranmamasına ilişkin bu konudaki kararın ilgilisine yazılı olarak bildirilmesi zorunludur. Olayda, baba evlat edinmeye rızasının olmadığını bildirmiş, ayrıca velayetin düzenlenmesi davası açtığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinme Ana-Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekilinin, küçük ...'un evlat edindirmesinde anne-babasının rızasının aranmaması isteğine ilişkin olarak açılan davasının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Davacı idare vekili, Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiği 06.09.2016 e-imza tarihli dilekçeyle temyizden feragat etmiş, dilekçe Yargıtaya gönderilmiştir....
nun 311 vd.maddeleri gereğince evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızasının aranmaması talebine ilişkindir....
gereğince kim olduğu belli olmayan babanın evlat edinme işlemlerinde rızasının aranmamasına karar verilmesi gerektiği, davalı anne açısından ise, rızasının aranması talebinin ise, davalı kadının kurum kayıtlarında rızasının alındığı, davacı kurumun bu konuda dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla davalı anne yönünden açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....