den suça konu sözleşmenin hangi ana veya alt bayide düzenlendiğinin kesin olarak tespitinin mümkün olup olmadığının sorulması, üst bayi olan Elektro Mekanik-İş yetkilisinin dinlenilerek sözleşmenin ne şekilde yapıldığı araştırılıp abonelik sözleşmesi aslı ile eki niteliğindeki belge örnekleri üzerinde bulunan yazıların ve müşteki adına atılı imzaların sanığa ve üst bayi Elektro Mekanik-İş yetkilisi ya da çalışanlarına ait olup olmadığının tespiti yönünden huzurda alınacak yazı ve imza örnekleriyle, suç tarihinden önce resmi kurumlar nezdindeki yazı ve imzalarını taşıyan belge asılları da getirtildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucunda suçun sübutu halinde; hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci...
evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamına göre; Avukat... yönünden, Kasten silahla yaralama suçundan ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/595 esasına kayden görülmekte olan kamu davasında yargılanan... müdafii olarak, yargılamanın 12/11/2012 tarihli duruşması bitiminde, diğer sanık....müdafii şikâyetçi Avukat ....ile tanık sıfatı ile beyanı alınan... birbirleri ile konuşuyor hâllerini gösterir resimleri, müştekinin rızası dışında beraberinde getirdiği cep telefonu ile çektiği, Avukat ... yönünden. Katılan İlker Uğurlu vekili sıfatı ile takip ettiği ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/595 esasına kayden görülmekte olan kamu davasının 12/11/2012 tarihli duruşması bitiminde, sanık.... müdafii şikâyetçi Avukat ....ile tanık sıfatı ile beyanı alman... birbirleri ile konuşuyorken ki hâllerini gösterir resimleri, müştekinin rızası dışında beraberinde getirdiği cep telefonu ile çektiği....
eşi ile davalı Zeki Bostancı'nın T.Halk Bankasından kullandığı krediye teminat teşkil etmek üzere davacı ile birlikte müşterek çocuklarıyla yıllardır yaşadıkları Samsun ili, İlkadım ilçesi, Toybelen mahallesi, 9575 ada 7 parselde kayıtlı arsa ve ev niteliğindeki ana taşınmaz üzerine müvekkilin bilgisi ve muvafakati olmaksızın banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu durumu davacının İcra Müdürlüğünden gönderilen açık arttırma ilanını tesadüfen öğrendiğini, müvekkilin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunun kabul edilmesinin imkansız olduğunu, davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, Aile konutu niteliğinde olan ve T3 adına kayıtlı Samsun ili, İlkadım ilçesi, Toybelen mahallesi, 9575 ada, 7 parselde kayıtlı arsa ve ev nitelikli taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin geçersizliğinin tespiti ile fekkine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada davalılara ait güneş enerjisi sistemlerinin su sızıntısı yaparak davacıya ait bağımsız bölümde ve ortak yerlerde hasara sebep olduğu ileri sürülerek sistemlerin kaldırılması ve oluşan zararların tazmini istenilmiş, mahkemece sistemlerin kaldırılmasına, oluşan zararın tazminine karar verilmiştir. 1-Davacının bağımsız bölümünde oluştuğu ileri sürülen hasarın giderimi için mahkemece hüküm altına alınan miktar 198 YTL olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 427. maddesinin (değişik) ikinci fıkrası hükmüne göre kesin nitelikte bulunduğundan davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2-Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesi hükmüne göre kat maliklerinden herbiri ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumaya mecburdur ve tüm kat maliklerinin rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde onarım, tesis ve değişiklikler yaptırılamaz...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu bu taşınmazın kat mülkiyeti kanuna tabi olduğunu, davalı yanca Kat Mülkiyeti Kanuna aykırı olarak şahsi kullanıma özgülenmek suretiyle kullanılmakta olduğunu, kat maliklerinin onayı ve izni olmaksızın, ortak kullanıma ait olan yerlerde tadilatlar yapıldığını, mimari projeye aykırı ortak alanlara tecavüz edildiğini, KMK'nun 24/2.md.sine aykırı kullanım söz konusu olduğu durumlarda kat malıklerinden her birinin eski hale getirme ve meni müdahale talep hakkının olduğunu, aynı yasanın 19/2 maddesi uyarınca bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, mimari projeye aykırı yapı, onarım ve tesis yapılamayacağını, yine aynı yasanın 16. maddesinde de kat maliklerinin ortak yerlerde sahip oldukları kullanma hakkının ölçüsünün belirtilmiş olduğunu, Bu bağlamda ana taşınmazın yönetim planı incelendiğinde görüleceği üzere; Yönetim Planının 37/2 düzenlemesinde...
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; 4721 sayılı TMK.nun 309. maddesinde "Evlat edinmenin, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirdiği, rızanın küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilmesi ile verilebileceği, verilen rızanın, evlat edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlat edinenler belirlenmemiş olsa dahi geçerli olduğu belirtilmektedir. Ayrıca TMK.nun 310. maddesi uyarınca rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez. Aynı kanunun 311.maddesinde aşağıdaki hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz. "Bunlar kim olduğu ve uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli yoksun bulunuyorsa" şeklindeki düzenleme incelendiğinde anne Destegül'ün akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı kendisine vasi atandığı sabittir....
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; 4721 sayılı TMK.nun 309. maddesinde "Evlat edinmenin, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirdiği, rızanın küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilmesi ile verilebileceği, verilen rızanın, evlat edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlat edinenler belirlenmemiş olsa dahi geçerli olduğu belirtilmektedir. Ayrıca TMK.nun 310. maddesi uyarınca rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez. Aynı kanunun 311.maddesinde aşağıdaki hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz. "Bunlar kim olduğu ve uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli yoksun bulunuyorsa" şeklindeki düzenleme incelendiğinde anne Destegül'ün akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı kendisine vasi atandığı sabittir....
Şubesi'nde ana hesap sahibi olarak ... adına açıldığı, daha sonra hesabın ... Şubesi'ne taşındığı ve bu aşamada ana hesap sahibinin ... olarak değiştirildiği, daha sonra da ...'ın ana hesap sahibi olduğu bir çok hesabın açıldığı, bu hesaplar üzerinden fon alım satımı ve diğer bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği, kira, kredi kartı gibi birçok değişik işlemin yapıldığı, yazılı talimat ve dekontlardaki imzaların davacılara ait olmadığının tespit edildiği, internet bankacılığı yönünden yapılan işlemlerin ise ... adına oluşturulan internet bankacılığı parolası ile gerçekleştirildiği, internet bankacılığı parolası ile ilgili şifrenin çalındığı veya başka kişiler tarafından kullanıldığı yönünde bir müracaatın bulunmadığı, işlemlerin ...'...