Davacı-davalı erkeğin uzun süreden beri bir başka kadınla birlikte yaşadığı, ondan ortak çocuğunun olduğu, aynı kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....
(TMK m. 166/1) Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. (TMK m 166/4) Dosya incelendiğinde; tarafların 26/05/2010 tarihinde evlendiği, müşterek çocuklarının bulunmadığı, TMK 161. maddesi gereğince boşanma talebinin reddine ilişkin kararın taraflarca istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde tarafların ön inceleme duruşmasında hazır olduğu, ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının zinası aksi halde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanma davası olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece de kabul edildiği üzere dava, zina (TMK m. 161) olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1-2) boşanma davasıdır. O halde “yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların barıştıkları 2013 yılı Ağustos ayından davanın açıldığı 16.02.2015 tarihine kadar davalı erkeğin zina fiilini gerçekleştirdiği toplanan delillerle kanıtlanamamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri, karşı dava ise zina, (TMK md. 161) olmadığı takdirde ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
gerçekleştirdiği eylemlerle evlilik birliğinin sona ermesine zemin hazırladığını, davalının, müvekkilinin aracına zarar verdiğini ve müvekkilini tehdit ettiğini belirterek, davanın kabulüne, tarafların şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararlar karşısında müvekkili lehine 200.000,00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, boşanma davalarının reddi, erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, manevi tazminat miktarı ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı asıl ve birleşen boşanma davaları açmış, davalı-karşı davacı erkek de davacı-karşı davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır....
Dinlenen tanık beyanlarına göre de davacı tarafın evlilik birliğinin mevcut duruma gelmesinde tam kusurlu olduğu kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Zina Nedenine Dayanan Boşanma Davası Açısından Değerlendirme: Mutlak boşanma sebeplerinden biri olan zina TMK 161. Maddesinde düzenlenmiş olup, düzenlemede "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur". denmiştir. Zina eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunması olarak tanımlanmaktadır. Zina mutlak bir boşanma sebebi olduğundan zinanın varlığı halinde ayrıca bunun evlilik birliğini temelden sarsmış olup olmadığı araştırılmaksızın boşanmaya karar verilmesi gerekir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava 24.01.2014 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak açılmış, davacı kadın tarafından 04.07.2014 tarihinde dava tamamen ıslah edilerek zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep edilmiş, mahkemece davanın kabulü ile tarafların zina (TMK m. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve özellikle de, 04.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile kadın vekilinin 14.10.2014 tarihli beyan dilekçesinden, tarafların dava tarihinden sonra yeniden bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirdikleri, ıslah dilekçesi ile dayanılan zina fiilinin ise davanın devamı sırasında tarafların bir araya gelmelerinden sonra gerçekleşen bir olaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile tam kusurlu erkeğin açtığı asıl davanın reddine, birleşen davada zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, birleşen davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....