Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 23/1, 24/4, 86 ve 93. maddelerinde evlilik dışında doğan çocuğun analarının bekarlık hanesine anasının soyadı ve onun bildireceği baba adı ile tescil edileceği, ana ve babanın evlenmeleri halinde buna ilişkin bildirim formu doldurularak çocuklarının baba hanesine öz baba adı ile nakledilecekleri, analarının bekarlık hanesindeki kayıtlarına gerekli açıklama yapılarak diğer kişisel durum değişikliği özel kütüğünden olay sıra numarası verilerek kayıtlarının kapatılacağı, anaları hanesine tescil edilmiş olup da baba hanesine taşınan ancak baba hanesi ile bağ kurulmamış kayıtlara rastlanıldığında ana hanesindeki kaydına Yönetmeliğin 86. maddesindeki açıklama yapılarak kaydın kapatılacağı, baba hanesine de bağ kurularak ana hanesiyle ilişkisinin belirtileceği öngörülmüştür....
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar..." ve aynı Kanunun 342. maddesinde "Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler..." şeklinde yer alan düzenlemelere göre, anne ve babanın, çocuklarını, birlikte temsile yetkili olduğu, onbeş yaşını tamamlamakla birlikte onsekiz yaşını tamamlamayan mağdure ...'nin maruz kaldığı fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği hususunda rapor getirilip, algılama yeteneğinin bulunmadığının tespiti halinde mağdur çocuk adına şikayet hakkı ve kamu davasına katılma yetkisinin ortak velayet sahibi olan annesi ve babasına ait olduğu cihetle, baba ...'...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmeden Ana-Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüklerin evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk derece mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüklerin kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk derece mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, velayetin düzenlenmesi, olmadığı takdirde çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması taleplerine ilişkindir. (TMK'nun 323 ve 335 vd.m.leri) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. (TMK 335- 336 m.leri) TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır....
Hukuk Dairesinin 2020/660 Esas - 2021/5259 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle ; davanın esasına girilerek resen araştırma ilkesi uyarınca ilgili dosya hakkında yargılamanın yürütülmesine karar verilmesi gerekirken , iş bu dosyanın mahkememizin bir diğer ana - baba rızası aranmamasına ilişkin yine Yargıtay tarafından bozularak mahkememizin 2021/433 E. Sayılı dosyası ile sehven karıştırıldığı, aynı gün 50 dosyayla duruşmaya çıkılması, ilgili dava dosyalarının peş peşe olması, dosyaların davacılarının ve konusunun aynı olmasından bahisle mahkememizin 2021/433 E. Sayılı dava dosyası ile sehven karıştırılan iş bu dava dosyası hakkında konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulduğu, mahkememizce iş bu dava dosyasına konu hükümde değişiklik de yapılamadığından aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmak zorunda kalındığı” gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı annenin 08.08.2000 tarihinde baba .... . ile evlendiği, baba ....’nın 15.03.2012 tarihinde öldüğü, küçük ...’nın velayetinin davalı annede olduğu, taraf ve tanık beyanlarına göre küçük ...’nın bir yılı aşkın süredir davacıların yanında kaldığı, halen davacılar ile birlikte yaşadığı, davalının küçük ...’nın davacılar tarafından evlat edinilmesine rıza gösterdiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 309/1. maddesinde “Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.” 312/1 ve 2. maddelerinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; baba adı ... ana adı ... olarak kayıtlı bulunduğunu, gerçek anasının ... babasının ise ... olduğunu, kendisinin ... ile ...'ün evlilik dışı beraberliğinden doğduğunu ileri sürerek, gerçek annesi ...'ın hanesine nakli ile anne ve baba adının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, davacının ...'ın aile kaydından çıkarılmadan aynı kayıt üzerinde ... olan ana adının ..., ... olan baba adının iptal edilerek baba hanesinin boş bırakılmasına nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre, ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi, açılan davanın açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmesi yerine davanın kabulü nedeniyle hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu 309. madde,”Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir.” yasanın 310. maddesinde ise, “Rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez. Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir. Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir. Aynı yasanın 311. maddesinde ise “Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz: l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa, 2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.” hükmünü içermektedir....