Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; müşterek çocuk Erdinç Can'ın, davalı baba üzerinde bulunan velayet hakkının kaldırılması ile velayet hakkının davacı anne Cihangül Şengöz' e verilmesine, velayeti anneye bırakılan küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmolunan aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir....

nin velayetlerinin yaşları henüz ana bakım ve şefkatine muhtaç olması nedeniyle davacı ana ...'...

    Yine aynı Kanunun altıncı ayırımın velâyet başlığı altında düzenlenen bölümünde 337. maddesinde "Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.” denilmektedir. Somut olayda, eşlerin boşanması sonucu küçüğün velayeti kendinde olan annenin ölmesi halinde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Boşanma nedeniyle velayet askıdadır. Kural olarak; velayetin belirlenmesi aile mahkemesinin, vesayet altına alınma işlemi ise, sulh hukuk mahkemesinin görevine girer. Nüfus kayıtlarına göre velayeti kendisinde olmayan velinin sağ olup olmadığını nüfus idaresi görmek zorundadır. Çocuk ... oluncaya kadar denetime açık bir “velayet müessesesi” bulunmaktadır ve bu denetim ancak ihtisas mahkemesi olan aile mahkemelerince yerine getirilmelidir....

      Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule yeterlilikte değildir. Velayet sahibi annenin evlenmesi tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Gerek davalı annenin gerekse eşinin çocuğa kötü muamelede bulunduğuna dair somut bir iddia da mevcut değildir. O halde, müşterek çocuğun yaşı, anne sevgi ve şefkatine muhtaç olması, kardeşlerin birlikteliği ilkesi gözetilerek ve velayetin değiştirilmesi gerektirir bir durumun dosya arasında ispatlanmadığından ilk derece mahkemesince davalı anne üzerindeki velayetin kaldırılarak ortak velayete hükmedilmesinde usul ve yasaya uyarlılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı annenin velayete yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılması ve uyuşmazlığın esasına ilişkin davanın reddine yönünde hüküm kurulması gerekmiştir....

      Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi: ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK md. 348). Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK md.349). Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının yerleşik kararlarında da belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; “Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....

      Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir (TMK m. 337/1). Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim çocuğun menfaatine göre vasi atar veya velayeti babaya verir (TMK m. 337/2). Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; küçük ...’nın davacı baba tarafından tanınmak sureti ile nüfusa tescil edildiği, annenin 30.05.2012 tarihinde öldüğü, annenin ölümünden sonra davacı babanın çocuğu bulunduğu Romanya ülkesinden a...k ...'a getirdiği, bu süreçte çocuğun teyze yanında kaldığı, ancak babanın çocukla devamlı ilgilendiği anlaşılmaktadır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararının korunmasıdır. Davacı babanın velayet görevini üstlenmesine engel bir durumu ispatlanamamıştır. Baba ile çocuk arasındaki tanımanın iptali ya da soybağının reddi konusunda verilmiş bir karar da bulunmamaktadır....

        Bu nafaka velayetin değiştirilmesine yönelik yerel mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gereken bir nafakadır. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Öte yandan ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Eş söyleyişle velayetin düzenlenmesinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

          Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

          Mahkemece; "Asıl dava; Kişisel İlişkinin Kaldırılması, Karşı dava; Velayetin Değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı, babalarının müşterek çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, istismarda bulunduğunu belirterek müşterek çocuklarla baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-karşı davacı ise dilekçesinde belirttiği gerekçelerle müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkı kendisinde olmayan eşin, boşanma ile velayet hakkı kendisine bırakılan eş veya çocukta meydan gelen birtakım değişikliklerin gerektirmesi üzerine açtığı bir dava olup bu davalarda çocuğun yüksek yararı gözetilerek ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir....

          Başsavcılığının davanamesi ile Aile Mahkemesinde açılan velayet görevini yerine getiremeyen anne - baba hakkında velayetin kaldırılması ve küçüklere vasi tayini istemine ilişkindir. T.M.Y.'nın 346 - 348. maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklarda, velayet görevini yerine getirmeyen anne-babanın her ikisinden velayetin kaldırılacağı ve çocuğa vasi tayin edileceği hüküm altına alınmıştır. Davanın, 5395 Sayılı Yasadan kaynaklanan tedbir istemi olmadığı, T.M.Y.'nın 346. vd. maddelerinde düzenlenen ve T.M.Y.'nın 2. kitabında yer alan uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Bursa 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu