HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/712 KARAR NO : 2022/725 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÖLKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2022 NUMARASI : 2022/29 ESAS - 2022/35 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının maliki olduğu Ordu İli Gölköy İlçesi Aydoğan Mh 386 ada 125 sayılı parsele, davalı idarenin ENH geçirmek suretiyle fiilen el attığını, idarece acele el koyma işleminin yapıldığını, ancak bedel tespiti ve tescil davasının açılmadığını belirtip, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile taşınmazın el atılan kısmının ölçümlenerek el atma tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerekmekte olup mahkemece el koyma tazminatı yönünden maktu karar ve ilam harcı ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince salt mahkeme harcı yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme gerekçeli kararında, dava tarihinin 05/12/2014 olması gerekirken 26/02/2018 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, kendisine ait araca kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiası ile el konulduğunu, ceza yargılaması sonucunda kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve nakil vasıtası aracın iadesine karar verildiğini belirterek, haksız el koyma nedeniyle aracını kullanamadığı dönemde oluşan zararının davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur....
Asliye Ceza Mahkemesinin 22/04/2014 tarihli ve 2013/585 esas, 2014/189 sayılı kararım müteakip, dosya kapsamında, hakkında el koyma kararı verilmiş olan 41 B 1276 plaka sayılı araç üzerindeki el koyma kararının kaldırılmasına yönelik katılanlar vekili tarafından yapılan talebin reddine dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2014 tarihli ve 2013/585 esas, 2014/189 sayılı ek kararma yönelik itirazın kabulü, el koyma kararının kaldırılmasına ve ... 3. Asliye Ceza Mahkemesince belirlenecek bir yediemine aracın teslim edilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2014 tarihli ve 2014/915 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek ... Bakanlığınca verilen 28/11/2014 gün ve 2014/21284/71579 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2014 gün ve 2014/394358 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre, ......
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak.....l sayılı taşınmazların bedellerinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın ....parsel yönünden pasif husumetten ve yargı yolu yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/279 Esas – 2018/97 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıya ait 37.940 adet led armatür cinsi eşyaya kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçları kapsamında 17.11.2016 tarihinde el konulduğu ve 07.03.2017 tarihinde tasfiye edildiği, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 06.07.2018 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 826.814,08 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece manevi tazminat talebinin reddine, 279.267 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye...
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nın 15.12.2010 gün ve 2010/5 - 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
sinin 14/09/2021 tarih ve 2021/1975- 9690 Esas ve Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi "...Bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen ... İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....