Dava konusu taşınmazların davalı idarece el atıldığı iddia edilen kısımlara ilişkin olarak davalı idarenin 18.01.2013 yazısında taşınmaza fiilen 30.03.1955 de el atıldığı ve 50 m yol koridoru içerisinde yapılan yol genişletme çalışmalarının 01.09.2012 tarihinde başladığı bildirilmiş ise de; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden taşınmazların el atılan kısımlarına hangi tarihlerde yol olarak el atıldığı kesin olarak anlaşılamadığından, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak; 30.03.1955 ve sonraki tarihli hava fotoğrafları ve kadastro paftaları ile ölçekli kamulaştırma krokileri taşınmaza uygulanmak suretiyle, taşınmazların el kısımlarının belirlenerek hangi tarihlerde el atıldığının kesin olarak tespit edildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşılmıştır....
Zevahiri Kasım 2013'te DEAŞ terör örgütü ile El Kaide terör örgütünün ilişkisi olmadığını ve eylemlerinden El Kaide terör örgütünün sorumlu tutulamayacağını açıklamış, El Kaide terör örgütü DEAŞ terör örgütünü feshettiğini ve El Kaide terör örgütünün resmi temsilcisinin Suriye’deki El Nusra Cephesi olduğunu ilan etmiştir. Kurulduğu Ocak 2012'den itibaren Suriye Rejimine karşı çatışan El Nusra Cephesi, bünyesinde barındırdığı savaşçıları bir arada tutabilmek ve El Kaide terör örgütünden gelen finans kaynaklarını korumak amacıyla El Kaide terör örgütüne bağlı olarak faaliyet göstermiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde, davacılara ait arsa niteliğindeki taşınmaza....nun fiilen el koyduğunu ve halen bu durumun devam ettiğini, davalı kurumun uzun süre önce söz konusu taşınmaza el koyarak eğitim alanı olarak kamunun kullanımına açtığını, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın yapılan bu el koymaya davalıların rızası bulunmadığını, taşınmazdaki mülkiyet hakkına yapılan kalıcı tecavüz nedeniyle kullanılmadığını kullanılmasının da imkansız hale geldiğini, taşınmazın geriye dönülmez bir biçimde kamu hizmetine özgülendiğini, usule uygun bir kamulaştırma işlemi de söz konusu olmadığını, davalı kurumun haksız eyleminin kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olduğunu, kamulaştırmasız el koymadan dolayı müvekkillerinin uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin fiili el atma tarihinden itibaren...
Bu dava şartının yerine getirilip dava açılması hâlinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının el atma tarihindeki vasfına göre, dava tarihindeki değeri, belirlenmelidir. 1983 yılı öncesi el atma halinde maktu harç ve vekalet ücreti taktiri ile hüküm kurulmalıdır. 1983 sonrası el atmalarda ise, uzlaşma dava şartı aranmaksızın ,taşınmazın dava tarihindeki vasfına göre değerlendirme yapılmalıdır. Bu durumda nispi harç ve vekalet ücreti taktiri ile hüküm kurulmalıdır. Yasa Hükmü dikkate alındığında kamulaştırılmaksızın el atılan taşınmazın bedel tespitine yönelik davada; Öncelikle el atılıp atılmadığı tespit edilmelidir. El atılmış ise el atan idare belirlenmelidir. Davada husumet çözümlendikten sonra taşınmaza el atma tarihi tespit edilmelidir. Taşınmaza 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında el atılmış ise uzlaşma dava şartının yerine getirilip getirilmediğine bakılmalıdır....
Dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği , Bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, 5. Hukuk Dairesinin 07.06.2016 gün ve 2015/22255 Esas 2016/11409 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, kamulaştırmasız el atma davası yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği , Bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, 5. Hukuk Dairesinin 07.06.2016 gün ve 2015/23609 Esas 2016/11408 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, kamulaştırmasız el atma davası yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; haksız el atma yapılmadığı, zaten acele el koyma kararı alındığı, alacağın zamanaşımına uğradığı, davacının imzaladığı protokollerle el atılmasına müsaade edip bedelini aldığı, belirlenen bedelin fahiş olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLER: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, Yargıtay kararları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara el atmanın önlenmesi kal ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara el atmanın önlenmesi kal ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne, ecrimisil isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal mümkün olmadığı takdirde el atma nedeniyle tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal mümkün olmadığı takdirde el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece elatmanın önlenmesi ve kal talepleri yönünden davanın reddine, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/48 esas sayılı dosyasında derdest olan dava konusu taşınmazın 1977 yılında el atılan 1.150 m2’lik kısmı dışında kalan 629,16 m2’lik bölüme el atıldığının iddia edildiği ve kamulaştırmasız el atılan bu kısmın bedelinin de talep edildiği anlaşılmakla, taşınmaza derdest davaya konu olan kısmı dışında fiilen el atılıp atılmadığı hususunda, mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmaza el atma olup olmadığı, el atılmış ise ne suretle el atıldığı, mahkeme gözlemi ile birlikte tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....