Ancak; 1-15.03.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın sarı boyalı 186,37m² lik kısmına davalı ... tarafından stabilize malzeme dökülmek suretiyle el atılarak yol haline getirildiği, 11.06.2013 tarihli raporda ise parselin güney ve doğu kısmında bulunan imar yolu yapımı esnasında fiili el atma ve parselin kuzey kısmında bulunan ve yol açma esnasında dolgu malzemesinin yığılmasıyla meydana gelen el atma birlikte değerlendirildiğinde, sarı boyalı kısım ile mavi boyalı 108,47 m²lik kısmın bir bütünlük arz ettiği açıklanmıştır. Bir taşınmazda kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının kabul edilmesi için usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadan, kamulaştırma yetkisine sahip kamu idaresi tarafından bir kamu hizmeti sunulması amacıyla taşınmaza kalıcı ve sürekli olarak fiilen el atılması gerekir....
Bu dava şartının yerine getirilip dava açılması hâlinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının el atma tarihindeki vasfına göre, dava tarihindeki değeri, belirlenmelidir. 1983 yılı öncesi el atma halinde maktu harç ve vekalet ücreti taktiri ile hüküm kurulmalıdır. 1983 sonrası el atmalarda ise, uzlaşma dava şartı aranmaksızın ,taşınmazın dava tarihindeki vasfına göre değerlendirme yapılmalıdır. Bu durumda nispi harç ve vekalet ücreti taktiri ile hüküm kurulmalıdır....
Dava konusu taşınmazda kamulaştırmamız el koyma olgusunun varlığı kabul edilemeyeceği, Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davasının şartlarının oluşmadığı, kamulaştırmasız el atma şartları fiilen gerçekleşmediği, bir taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından söz edilebilmesi için öncelikle idarenin o taşırımaza eylemli olarak el koyup malikinin kullanımını yasaya aykırı şekilde tamamen ortadan kaldırması ve bu durumun kalıcı olmasının şart olduğu, dolayısıyla dava konusu taşınmazın el atılmayan kısım yönünden 6745 sayılı Yasa nın 33. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen Ek Madde l maddesi gereğince Kamulaştırmasız El Atma şartları oluşmadığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza fiili bir el atmanın olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, raporda inşaat malzemesi döküldüğünü, yüzeyin inşaat artığı demirli beton parçaları da dahil olmak üzere sıkı tutturulmuş, taş toprak ile kaplı olduğu belirtmekle beraber, bu durumun fiili el atma olarak kabul edilmediğini, ancak dava konusu taşınmaz üzerinde fiili el atmanın bulunduğunu, bu el atma nedeniyle taşınmazın doğal yapısının bozulduğunu, kalıcı olarak fiilen değiştirildiğini, bu fiili el atmanın davalı idare tarafından gerçekleştirildiğini, dava konusu taşınmaza bitişik parsellere davalı idare tarafından fiilen el atıldığı ve bu hususta açılan davaların kabul edildiğini, sunulan emsal dosyaların yeterli incelenmediğinden davanın reddine karar verildiğini, fiili el atmanın varlığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza fiili bir el atmanın olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, raporda inşaat malzemesi döküldüğünü, yüzeyin inşaat artığı demirli beton parçaları da dahil olmak üzere sıkı tutturulmuş, taş toprak ile kaplı olduğu belirtmekle beraber, bu durumun fiili el atma olarak kabul edilmediğini, ancak dava konusu taşınmaz üzerinde fiili el atmanın bulunduğunu, bu el atma nedeniyle taşınmazın doğal yapısının bozulduğunu, kalıcı olarak fiilen değiştirildiğini, bu fiili el atmanın davalı idare tarafından gerçekleştirildiğini, dava konusu taşınmaza bitişik parsellere davalı idare tarafından fiilen el atıldığı ve bu hususta açılan davaların kabul edildiğini, sunulan emsal dosyaların yeterli incelenmediğinden davanın reddine karar verildiğini, fiili el atmanın varlığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1....
Kamulaştırmasız el atma idarenin bir kişiye ait taşınmazı bilerek veya bilmeyerek kamulaştırmaya ilişkin usul ve kurallarına uymaksızın ve bir bedel ödemeksizin işgal ederek kamu hizmetine tahsis etmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Kamulaştırmasız el koymadan bahsedebilmek için idarenin taşınmaza eylemli olarak el koyup malikin kullanımını yasaya aykırı şekilde tamamen ortadan kaldırması gerekir. Bu müdahaleye fiili el atma denilmektedir; Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/5- 662 Esas 2010/651 Karar sayılı ve 15/10/2010 tarihli kararı ile hukuki el atma kavramı hukukumuza girmiştir; İmar mevzuatına göre mülk sahipleri ruhsat talepleri sırasında taşınmazlarının yolda veya umumi hizmet alanlarında kalan kısımlarını kendi rızaları ile terk etmektedirler, rızaya dayalı terklerde kamulaştırmasız el atmadan söz edilemez....
Davacı yan aşamalarda sigortalı aracını yokuş aşağı, çalışır ve el freni çekili şekilde park ettiğini ileri sürmüştür. Kolluk tarafından düzenlenen olay yeri görgü ve tespit tutanağında sigortalı aracın vinçle göletten çıkarıldığı, aracın el freninin çekili olduğu belirtilmiştir. Yargılama aşamasında bilirkişi heyetinden alınan 05/03/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu araç üzerinde yapılan inceleme ile düzenlenmiştir. Anılan raporda araç fren balatalarının kullanılabilir ve fren görevini yapabilecek seviyede olduğu tespit edilmiş ise de, el freni mekanizmasının sağlam olup olmadığı, el freni mekanizmasının çalışıp çalışmadığı, el freni çekili iken fren balatalarının devreye girip girmediği hususunda bir inceleme ve tespite yer verilmemiştir. Bir başka anlatımla, anılan rapor el freni mekanizmasının sağlam ve çalışır olduğunun delili niteliğinde değildir....
Şöyle ki; Davacı taraf, uzlaşma başvurusundan sonra açmış olduğu davada, taşınmaza 45 sene evvel el atıldığını iddia etmiş, mahkemece el atma tarihinin tespiti bakımından inceleme yapılmadığı görülmüştür. 11/06/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. maddesi uyarınca 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma davalarında taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir....
Mahkemece mahkememizin iade kararı doğrultusunda raporları iadeden önceki kararda hükme esas alınan bilirkişi kurulundan alınan ek rapora göre davaya konu taşınmazların belirlenen m² değerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Buna göre tarafların aşağıda belirtilen husus dışındaki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı; Ancak; -Dosyada mevcut fen bilirkişisi raporlarında davaya konu taşınmazların el atılan kısımlarının miktarı ve el atmanın niteliğine göre farklılıkların bulunduğu buna göre mahkemece bu farklılıklar giderilip kısmi el atılan taşınmazlara hangi miktarda ve hangi vasıfla (yol-sedde-ırmak yatağı) el atıldığı hususundaki çelişkiler giderilmeksizin karar verilmesi isabetsiz bulunduğu gibi; Yine hükme esas alınan raporda davaya konu taşınmazlardan 3 ada 30 parsel , 34 parsel nolu taşınmazlara kısmi el atma olduğu belirtilip el atılan kısımlarının bedeline hükmedildiği halde mahkemece dava konusu 3 ada 30 ve 34 parsel nolu taşınmazların tamamının tapusunun iptali ile...
maliki bulunduğu taşınmazın ne kadarlık kısmına el atıldığı, el atılan kısmın bedelinin takdir ve tespitinin yapılması ve el atılan alanda bulunan kısmın bedellinin tespiti ve tahsili için davayı açtıklarını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davalı kurum kamulaştırma yapmadan ve bedelini ödemeden müvekkilin maliki bulunduğu taşınmazlara fiilen el koymuş olmakla, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca gerekli tespit ve inceleme yapılarak daha sonra artırılmak üzere kamulaştırmasız el atmadan doğan 1.000.00 TL tazminatın el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....