"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağını oluşturan Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/547 soruşturma, 2009/1173 Karar numaralı soruşturma dosyası kapsamında 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan davacı şirkete ait 6.650 litrelik motorine el koyulduğu, 10.03.2009 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 07.09.2009 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, itirazın reddi üzerine kararın 04.06.2014 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, Davacının 15.700,65 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/1 D.iş acele el koyma bedel tespiti dosyasında müvekkillerine yatırılan acele el koyma bedel tespiti dosyasında müvekkillerine yatırılan acele el koyma bedellerinden düşüm yapılarak, kalan meblağın müvekkillerin paylarına göre hasaplattırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davaya konu parselin değişik iş dosyasında kamulaştırmasız el atılan kısmının tapuya tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli 8....
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/470 esas 2015/186 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 18.03.2011 - 15.08.2011 tarihleri arasında 150 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 04.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 16.000,00 TL maddi, 16.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, el koyma tedbirine ilişkin 8.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 3.173,25 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede...
Hukuk Dairesince HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, acele el koyma dosyasında ödenen bedelin iadesi yönünden HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesine ilişkin hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Dava tarihi 06/12/2011 olmasına rağmen, karar başlığında 16/01/2018 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmekle bozma sebebi yapılmamıştır. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacıya ait tankere kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiası ile el konulduğunu, ceza yargılamasında dava dışı sanığın beraatine ve nakil vasıtası aracın iadesine karar verildiğini belirterek, haksız el koyma nedeniyle oluşan zararının tazmini isteminde bulunmuştur....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde, davacılara ait arsa niteliğindeki taşınmaza....nun fiilen el koyduğunu ve halen bu durumun devam ettiğini, davalı kurumun uzun süre önce söz konusu taşınmaza el koyarak eğitim alanı olarak kamunun kullanımına açtığını, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın yapılan bu el koymaya davalıların rızası bulunmadığını, taşınmazdaki mülkiyet hakkına yapılan kalıcı tecavüz nedeniyle kullanılmadığını kullanılmasının da imkansız hale geldiğini, taşınmazın geriye dönülmez bir biçimde kamu hizmetine özgülendiğini, usule uygun bir kamulaştırma işlemi de söz konusu olmadığını, davalı kurumun haksız eyleminin kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olduğunu, kamulaştırmasız el koymadan dolayı müvekkillerinin uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin fiili el atma tarihinden itibaren...
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak.... parsel sayılı taşınmaza davalı idarenin haksız müdahalesinin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispî olarak uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....