yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 14.01.2005 tarihinde davacı şirkete ait bir kısım eşyaya el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın, genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceği nedeniyle, reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddedilmesi gerekçesi itibariyle hatalı sonucu itibariyle doğru kabul edilmekle, Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme aykırı olarak ONANMASINA, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"El koyma kararı verilmesi talebine ilişkin olarak yapılan yargılama sırasında; Elbistan Ağır Ceza Mahkemesiyle Elbistan Sulh Ceza Hakimliği arasında oluşan olumlu görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2015 günlü el koyma kararına vaki itiraz üzerine merci Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince el koyma kararı verme görevinin Sulh Ceza Hakimliğinin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne ve dosyanın yetkili ve görevli Elbistan Sulh Ceza Hakimliğine görderilmesine karar verildiği, Elbistan Sulh Ceza Hakimliğince de 08/09/2015 tarihinde el koyma kararı verildiği, bu kararı da itirazen inceleyen Malatya 2....
HUKUKÎ SÜREÇ İlk Derece Mahkemesince davacı vekilinin haksız elkoyma nedeniyle 250.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesine ilişkin talebinin maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile araç değerinden tasfiye sonucu davacı şirkete ödenen bedelin düşülmesi suretiyle elde edilen 78.583,22 TL ve el koyma süresince yoksun kalınan kar miktarı olarak belirlenen 67.500,00 TL olmak üzere toplamda 146.083,22 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının maddi tazminatın hesaplamasında tasfiye bedeli olarak davacı şirkete ödenen 27.466,10 TL'ye, 2.774,00 TL faiz işletildiği, bu miktarın da aracın değeri olarak belirlenen tutardan düşülmesi gerektiğinden bahisle maddi tazminatın 143.335,22 TL'ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddine, 4.776 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında, ''Dava'' yerine ''Suç'', ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türü yerine ''CMK 141 ve 142. Maddesi gereğince haksız el koyma nedeni ile tazminat'' yazılması ile ''Davacı: K.H.'' ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlıkları olarak kabul edilmiştir....
Şöyle ki; davacıya ait atlara 08/09/2001 tarihinde el konulmuştur. Bilirkişi atların el koyma tarihindeki bedelini doğru olarak tespit etmediği gibi, bu bedele el koyma tarihinden itibaren yıllara göre değişir oranda banka kredilerine uygulanan ticari faiz miktarını da ekleyerek parasal getirisini belirlemiş ve toplam bedeli davacının zararı olarak hesaplamıştır. Şu halde; mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmuş ise de bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş olup eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) no'lu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 26/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
talep edebilecekleri, incelenen dosya kapsamında; davacının davaya konu edilen el koyma işleminin uygulandığı kamyonun ruhsat sahibi olmadığı, kamyonun alım - satımı hususunda Terme Noterliğinin 27.08.2010 tarih ve 10032 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile yetkilendirildiği, bu sıfatla da 5271 sayılı CMK’nın 141/1-j. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat talep etme hakkı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Gerekçeli karar başlığında, ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türünün "Haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat" yazılması, Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bu durumda kamulaştırma işleminin geçerliliğinden bahsedilemeyeceği gibi davacı vekilinin beyanı da dikkate alınarak davaya kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda bakılması gerekir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesi gereğince kamulaştırmasız el konulan taşınmazların 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında el konulması halinde el koyma tarihindeki niteliği dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Dosyaya yansıyan bilgiye göre; dava konusu taşınmaza 1973 yılında karayolu yapılması suretiyle el konulduğu tespit edilmiştir. Dairemizin 21.12.2015 tarihli geri çevirme kararı üzerine getirtilen ... ...nın 27.01.2016 tarihli yazısına göre; dava konusu taşınmazın 10.09.2008 tarihinde imar planına alındığı, el koyma tarihinde tarım arazisi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı zararını munzam zarar olarak nitelendirmişse de davacının talebi munzam zarara ilişkin olmayıp, bahsi geçen ürünlere haksız el koyma nedeniyle uğranılan zarara ilişkindir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda el konulup yediemin olarak davacıya teslim edilen malların ambalaj kutu maliyeti 2.350,08 TL, ürünlerin satılamaz hale gelmesi nedeniyle 20.055,84 TL, kalıbın evsafının bozulmuş olması nedeniyle 3.029,01 TL, ambalajların sökümü esnasındaki iş gücü kaybı nedeniyle 83,93 TL olmak üzere davacının toplam maddi zararı 25.518,86 TL olarak hesaplanmış, ayrıca el koyma tarihi olan 30.03.2005 tarihinden dava tarihi olan 02.11.2007' ye kadar el koyma nedeniyle davacının mal üretip satışının yapılamaması neticesinde kâr kaybı da 14.119,96 TL zarar olarak hesaplanmıştır....
Ancak; Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza acele el koyma kararı verildikten sonra makul süre içinde Kamulaştırma Kanunu 10. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davası açılmadığından davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Mahallesi 562 (11870 ada 1 parsel) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince (davacı vekili tarafından salt vekalet ücreti yönünden) temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el koyma nedeniyle ıslahla birlikte toplam 37.012,5 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....