WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur Mahkeme, el koyma nedeniyle davalı Hazinenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, bu konuda yasal bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hususunun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ile düzenlendiğini, ancak davaya konu el koyma işleminin, bu tarihten önce yapılmış olması nedeniyle 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanuna tabi olduğunu, anılan mevzuatta ise bu tür işlemlerde Hazinenin sorumluluğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Dava, BK’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız eyleme dayalı tazminat davasıdır. Genel hükümler uyarınca, davacı uğradığı zararın tazminini talep edebilir, bu hususta Hazinenin sorumluluğuna ilişkin açık bir düzenlemenin varlığına gerek bulunmamaktadır....

    çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Başkale Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/767 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, davacının ortağına ve davacının yetkilisi olmadığı şirkete ait 3.000 kg çaylara 21.08.2013 tarihinde el koyulduğu, yapılan soruşturma sonunda davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kararın 24.03.2014 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, Davacının 100.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, 14.975,24 TL maddi tazminatın...

        Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine el koyma nedeniyle 2.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının davacı lehine manevi tazminat takdir edilen (2) numaralı paragrafın çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          a iadesine karar verilmiş ise de, söz konusu araçla ilgili olarak kolluk görevlileri tarafından el konulmasında, adli mercilerce el koyma işleminin onaylanmasına yönelik yargısal işlemlerde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, bu araçla ilgili el koyma, alıkonulma işlemlerine dayanak teşkil eden sorumluluğun sanık Ubeydullah'a ait olduğu, bu yönüyle davacı vekili tarafından bu nedenle maliye hazinesinden tazminat talep edemeyeceği, bir başka deyişle maliye hazinesinin yapılan işlemlerde herhangi bir kusur sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin maddi tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince reddedilen davada, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır. IV....

            T7 Dava : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; Tarafların iddia ve savunmalarının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin Simav İlçesi, Yeşilova mahallesinde bulunan 615 parsel sayılı taşınmazın 1000 m²'lik bölümünün 15 yıl kadar önce Simav-Emet, Simav Bursa karayoluna kamulaştırmasız şekilde dahil edildiğini, el konulan yerin arsa niteliğinde ve yerleşim yeri içerisinde olduğunu, davalının araziye el koyduğu sırada davacıya ait 45 adeti vişne ağacı olmak üzere toplam 58 adet meyve ağacı bulunduğunu, bu ağaçların el koyma sırasında davalı tarafça kesildiğini taşınmazın sulanabilir birinci sınıf tarım arazisi olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davalıdan 5 yıllık ecrimisil bedeli olan şimdilik 5.000 TL ile kamulaştırmasız el atma yolu ile...

            Müsteşarlığı ... ... ve Muhafaza Başmüdürlüğü aleyhine 27/01/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili şirkete ait akaryakıta kaçak olduğu iddiasıyla el konulduğunu, ceza yargılaması sonucunda kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve elkonulan akaryakıtın iadesine karar verildiğini ancak iadenin gerçekleşmediğini belirterek oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur....

              H.. aleyhine 28/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi Harun tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden; a)Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat Hüküm : Davanın Reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Olay tarihinde yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 1. maddesi kapsamında davacının haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme hakkı bulunmaması nedeniyle, davanın 466 sayılı Kanunun 2/1. maddesi yerine, el koyma tarihinden sonra yürürlüğe giren ve olayda uygulanma olanağı bulunmayan 5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar...

                  karşılığında ve trafik kaydına şerh konularak davacıya teslimine karar verildiği ancak davacı tarafından teminatın yatırılmadığı, 16.06.2011 tarihli kararın 30.06.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine ise otobüsün 2011 yılı Temmuz ayında davacıya teslim edildiği, bu itibarla dava konusu el koymanın haksız bir el koyma olarak değerlendirilemeyeceği, davacının el koyma işlemi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi kaybını davalıdan talep edemeyeceği, bunun yerine davacının aracını kendisinden habersiz şekilde suçta kullanan kişilerden talep edebileceği anlaşıldığından, dava konusu el koyma işlemine karşı tazminat talebinin CMK’nın 141. maddesindeki şartların oluşmaması gerekçesiyle reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davanın CMK'nın 141. maddesindeki şartların oluşmaması nedeniyle...

                    UYAP Entegrasyonu