WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalıya 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesi uyarınca idari para cezası kesildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine idari para cezasının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üst birliği üyeliğine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkili üst birliğin üyesi olduğunu, davalının ödemediği aidat nedeni ile başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 26.09.2002 tarihinde birlikten istifa ettiğini, bu nedenle borçlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın itirazın kaldırılması talepli olduğu, bu davalara da Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılamayacağı, İİK'nın 68. maddesindeki belgelerin bulunması durumunda İcra Hukuk Mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenebileceği, İcra Hukuk Mahkemesinin bu davalarda görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı nedeniyle yokluğuna karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili de, dava dilekçesinde itirazın iptali istemiyle dava açtığını açıkça belirtmiştir....

        Davacı, davalıya 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi uyarınca idari para cezası kesildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine idari para cezasının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenip davanın kabulüne karar verilerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar....

          Nitekim itirazın iptali davası açılmasındaki amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamak olup, takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç, alacağın ödenmesiyle zaten gerçekleştirilmiş olacağından, bu durumda bir dava açılmasında da hukuki yarar kalmayacaktır. (Bkz. Aynı yönde HGK. E. 2007/19-159 K.2007/220; HGK.E. 2005/19 K.2005/270 sayılı kararları) Bu açıklamaların ışığı altında dava konusu olaya bakılacak olursa; davacı tarafından 123.033,05 TL asıl alacak, 18.845,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 141.878,71 TL alacağın tahsili için 17.9.2007 tarihinde başlatılan takip üzerine, davalının, asıl alacağın, 52.137,00 TL’lik kısmına itiraz etmesi üzerine, davacı tarafından itirazın iptali istemiyle ... bu davanın açıldığı, ne var ki mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, itiraza konu alacağın, icra takibinden sonra, ancak eldeki davanın açılmasından önce ödendiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üyeliğine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif aracılığı ile dava dışı bankadan aldığı kredi borcunun son üç taksidini ödememiş olması nedeniyle müvekkilinin hesabından kesilen borcun davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kalan borcu kooperatif çalışanı Taner’e ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üyeliğine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının, 18.990,20 YTL asıl ve 52.932,79 YTL faiz borcu olmak üzere toplam 71.922,99 YTL borcu nedeniyle hakkında başlatılan icra takibine 10.151,00 YTL asıl alacak ve 28.312,79 YTL faizi bakımından kısmen itiraz ettiğini ileri sürerek, kısmi itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini talep etmiştir....

                SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından --- müvekkili şirket aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine müvekkili şirketin, davacı tarafa borcu bulunmaması nedeniyle süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkili ....---- bu sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ... açısından ise söz konusu---- yazılmasının hukuken geçersiz olduğunu, müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddini, davacının, davanın açılmasında haksız ve kötü niyetli olması dolayısı ile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir. HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan haksız itirazın iptali istemine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olmamasına rağmen verilen hizmetlerden faydalandığını, ancak bir ödeme yapmadığını, faydalanılan hizmetlerin bedeli olarak 1.131,00-YTL asıl alacak ve işlemiş faizi toplamının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin üye olmadığını, davacının daha önce açmış olduğu davasından feragat ettiğini, müstakil parseli olan müvekkilinin hiçbir hizmetten yararlanmadığını savunmuştur....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/06/2014 tarih ve 2014/135-2014/367 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, navlun alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takipte, yetkiye ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yetki itirazının reddine, davacının davalıyı icra takibine başlamadan önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığı gerekçesi ile faize yönelik itirazın iptali talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının %20 icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu