nın davalı şirkette daha önceki hizmet akdi ile çalışması arasında bir bağlantı olmadığı ve menfi tespit talep edilen davaya konu kambiyo senedinin taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan iş ilişkisinden doğmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. Somut olayda davacı vekili, davalının, müvekkilinin şirketinde işçi olarak çalışmakta iken işten ayrılarak, müvekkili şirket aleyhine ... 10....
Bu durumda dava dilekçesi ekinde sunulan 07/10/2019 tarihli arabulucu son tutanağında davalılar Teknik Yapı T4 ve UCD Yapı A.Ş'ye işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, UBGT, ücret alacağı, yıllık izin alacakları yönünden başvuru yapıldığı, tutanak içeriğine göre ihbar tazminatı yönünden başvurunun yapılmadığı, 24/07/2019 tarihli arabulucu son tutanağında ise davalı Teknik Yapı Teknik Yapılar T4 A.Ş'ye işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı yönünden başvuru yapıldığı ancak dava konusu edilen yıllık izin alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı ile UBGT ücreti alacağı yönünden arabuluculuk başvurusu yapılmadığı görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi de,davanın işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu ,bu nedenlede İş Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı vekili Av....'in 25.10.2010 tarihli dilekçesi ile "kamyonun aylık kirası ile birlikte aylık net 3.750,00 Dolar ücreti verildiği,bu ücretin 1.250,00 dolarının üçret,geriye kalanının araç kirası" olduğunu bildirmekle,davacı sahibi olduğu kamyon ile iş yapmak ve kirası karşılığında belli bir ödeme yapılmak üzere davalı ile anlaştığı anlaşılmış, istenen alacağın işçilik alacağı niteliğinde olmadığı, davacının aracın kiralanması karşılığında ücret talep ettiği veya aracını gümrükten çıkaramaması halinde tazminat ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda alacağın işçilik alacağı niteliğinde bulunmadığı ve taraflar arasında araç kiralamasından kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, öncelikle, mevcut, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının açılması ile ilgili, dava şartı niteliğindeki, arabuluculuk prosedürünün, kanunda belirtilen şekli ile usulüne uygun olarak, yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır....
Husumete, muvazaaya ve toplu iş sözleşmesine dair istinaf yönünden; Teoride ve Yargıtay kararlarında, alt işveren, asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacağı, kamu kurumlarınca hizmet alımına dair yapılan ihalelerde ve ihale sonucunda işi üstlenen kişilerle imzalanan sözleşmelerde, ihale yapan kurum tarafından, yüklenici firmaya araç temini sağlanır, asıl işte ihale yapan kurum işçileri ile yüklenici firmaların işçileri birlikte çalışıyorlar, yönetim hakkı ihale yapan kuruma ait ise, kısaca ihale işçi teminine yönelik ise, ihale yapan kurum ile yüklenici firma arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceği, hizmet alımı yapma ile bu hizmetin yürütülmesi için personel (işçi) temininin...
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Mahkemece"7036 sayılı Yasanın 3/1 madde ve bendinde "kanuna, bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğundan Mahkememizin 2018/123 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek her ne kadar ön incelemesi yapılmış olsa da davacının birleşen dosyada açtığı menfi tespit, ücret alacağı ve maddi-manevi tazminat davaları yönünden de arabuluculuk yoluna başvurması gerektiği kanaatine varılmakla, davacının birleşen davadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna gitmeksizin dava açtığı anlaşıldığından birleşen davanın dosyamızdan tefrikine karar verilmiş ve yukarıdaki 2019/211 Esas no.sunu almış olmakla, iş bu dosyadaki talepler yönünden arabuluculuk yoluna başvurulmadığından, dava şartının süresi içinde yerine getirilmediği anlaşılmakla, davanın 7036 sayılı Kanunun 3/2 bendi gereğince dava şartı yokluğundan...
Dava, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olup, ilk dereceli mahkemece, davanın kısmen kabulüne - kısmen reddine, şeklinde karar verilmesi nedeni ile karar, davacı işçi vekili ile davalı işveren vekili ile tarafından istinaf edilmiştir. İş bu dava dosyasının, istinaf incelemesi aşamasında, vekaletnamelerinde, "kanun yollarından feragat ve / veya temyizden feragat" yetkileri bulunan, davacı işçi vekili ile davalı işveren vekilinin, 31.12.2020 ve 07.01.2021 Uyap giriş / oluşturma tarihli dilekçeleri ile ayrı ayrı istinaf başvurularından feragat ettikleri anlaşılmakla; davacı ve davalı taraf istinaf başvurularının ayrı ayrı feragat nedeniyle reddine, dair, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı istinaf başvurusunda özetle davacının iş akdinin işine gerekli özen ve dikkati göstermediği, devamsızlık yaptığı için feshedildiğini, davacı tanıklarının feshe ilişkin görgüye dayalı bilgileri olmadığını, yalnızca tanık beyanlarına göre hafta tatili ve genel tatil alacağı hesaplandığını ileri sürmüştür. GEREKÇE: Dava, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan işçi alacaklarına ilişkindir. Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetveline göre davacının18.07.2013- 28.09.2016 tarihleri arasında 1036458 işyeri sıra numaralı davalıya ait işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, SGK'ya verilen 31.08.2014 tarihli işten ayrılış bildirgesinde davacının işten ayrılış nedeni (Kod:25- İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih) olarak bildirildiği anlaşılmaktadır....
Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın ücret alacağı davası olup, davacı ile davalının arasındaki ilşkinin tarım ilişkisinden doğmadığı ve işçi-işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4857 sayılı İş Kanununun 8.Maddesinde "İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tabi değildir." hükmü getirilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı kurumda yevmiye karşılığı ilkbahar temizliği yaptığı, ancak bu iş karşılığında hakettiği alacağı alamadığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Bu durumda, Davacı ile davalı arasında bağımlılık unsurunu içeren bir sözleşmeden değil, belli bir ücret karşılığı bir işin bitirilmesine ilişkin sözleşmeden bahsedilebilecektir. İş aktinin unsurlarını taşımayan uyuşmazlığın Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, öncelikle, mevcut, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının açılması ile ilgili, dava şartı niteliğindeki, arabuluculuk prosedürünün, kanunda belirtilen şekli ile usulüne uygun olarak, yerine getirilip getirilmediği, hüküm tekniği açısından ise, yerel mahkeme kararının, vekalet ücreti hükmü açısından, doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....