Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasının 30,00 TL artırılarak aylık 330,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davalı kocanın davacı eşini yaralamak suçundan yargılandığı ve hapis cezası ile cezalandırıldığı, dinlenen tanıklardan ortak çocuk Dilek'in de ayrıntılı, tutarlı, görgüye dayalı beyanından davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekir. Anılan nedenlerle davacı kadın yönünden tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. TMK'nun 327.maddesinin 1.fıkrasında; "çocuğun bakımı, eğitim ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1.maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1.maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yeralmaktadır....
Aynı yasanın, 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarında; davacının ev hanımı olup, başka bir gelirinin bulunmadığı, ablasının yanında yaşadığı; davalının ise, 1.000 ila 1.200TL arasında emekli maaşının bulunduğu ve kendisine ait evde oturmakta olduğu anlaşılmıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, tarafların 23.03.1974 tarihinde evlendikleri, müşterek altı tane reşit çocukları bulunduğu, davacının ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığı, oğluna ait evde yaşadığı; davalının ise Orman İşletme Müdürlüğünde işçi olarak çalıştığı, aylık 1.800,00 TL gelirinin bulunduğu, aylık 200,00 TL kira verdiği, gayrı resmi olarak başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu kadından iki tane çocuğunun bulunduğu, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır". Yine, TMK'nın 327.maddesinin 1.fıkrasında; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır". Aynı kanunun 328/1.maddesinde "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder". 329/1.maddesinde de "Küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükümlerine yer verilmiştir....
Aynı kanunun 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Boşanma davasının açılması veya kanunda öngörülen nedenlerle ayrı yaşama hakkı bulunan davacı eşin çalışıyor olması ve böylece ekonomik durumunun davalıya yakın hatta daha iyi düzeyde olması tedbir nafakasına hükmedilmesine engel değildir. Halen evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, ayrı yaşamaya haksız olarak sebebiyet veren eş, tedbiren nafaka vermekle yükümlüdür....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir ( TMK Md. 186/son ). Somut olayda; davalının, eşi olan davacıya şiddet uyguladığı sabit olup davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. Davacı eş, müşterek üç çocukla birlikte davalı tarafa ait evde oturmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir ( TMK Md. 186/son ). Boşanma davasının açılması veya kanunda öngörülen nedenlerle ayrı yaşama hakkı bulunan davacı eşin çalışıyor olması ve böylece ekonomik durumunun davalıya yakın hatta daha iyi düzeyde olması tedbir nafakasına hükmedilmesine engel değildir. Halen evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, ayrı yaşamaya haksız olarak sebebiyet veren eş tedbiren nafaka vermekle yükümlüdür. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece “hakkaniyet” ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Somut olayda; davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davalının müşterek konuttan ayrıldığı ve bu ayrılığı haklı kılacak hususları ispatlayamadığı tarafların hala ayrı yaşadıkları, bir araya gelmedikleri, davacının herhangi bir geliri olmadığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olduğu kabul edilerek, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşam standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
BİRLEŞEN DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile evlendiklerini ve evlilikten çocuklarının olmadığını, herhangi bir işte çalışmadığını, Türk vatandaşı da olmadığını, davalının Milli Eğitim İl Müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yaptığını, davalı eşinin 14.000 TL civarında maaş ve ek ödemeler aldığını, davalının müşterek evi terk ettiğinden ve ayrı yaşamaya başladığından davalı ve davacının ekonomik durumları da dikkate alınarak davalının aile birliğine yapması gereken parasal katkının tayinine, yine konut ve ev eşyasından yararlanmaya ilişkin hususların tayinine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " ASIL DAVA YÖNÜNDEN Davanın KABULÜ İLE, tarafların TMK'nun 166/1....