Türk Medeni Kanununun 197/2.maddesine göre "Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıyı, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlenmesi alır." 197/3.maddesinde ise "eşlerin biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıda bulunabilir" düzenlemesi yer almıştır. Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası istenilmektedir. Aleyhine boşanma davası açılan eşin, dava süresince ayrı yaşamda haklı olduğu açıktır. Ancak, davanın reddinden sonra ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması gereklidir. Burada birliği tekrar kurma görevi boşanma davası reddedilen tarafa aittir. Somut olayda davalının açtığı boşanma davasının feragat nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda davacının ev hanımı olduğu, başkalarının yardımı ile geçindiği, 2 çocuğu ile eşine ait evde yaşadığı, davalının ise emekli olduğu, 1.100.00 TL emekli maaşı aldığı, felçli olduğu, zor konuştuğu, zor yürüdüğü, evinde eşinin ve çocuklarının yaşadığı, kendisinin kardeşinin yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının felçli oluşu ve tespit edilen gelirine göre takdir edilen tedbir nafakalarının miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde fazladır. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının gelirinin ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşullarının dikkate alınması gerekir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davada, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak tedbir nafakası talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır hükmü yeralmaktadır. Somut olayda; davacı hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması neticesinde davacının ev hanımı olduğu, annesi ile birlikte kirada oturduğu, üzerine kayıtlı malvarlığının olmadığı tespit edilmiştir. Davalı hakkında yapılan araştırma neticesinde; davalının emekli olduğu, 800 TL emekli maaşı aldığı, ayıca kahvehane çalıştırdığı, kahveciler odası başkan yardımcılığı yaptığı tespit edilmiş, ancak kahvehane işletmesi .../......
Davacının temyiz itirazlarına gelince; 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir. .......
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir ( TMK Md. 186/son ). Somut olayda; davalı koca tarafından ... .... Aile Mahkemesinin 2012/441 E. 2012/770 K.sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında mahkemece 02.....2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacının, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğinden ayrı yaşamada haklılık olgusuna dayalı olarak ........2012 tarihinde kendisi ve müşterek çocukları için tedbir nafakası talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. .... -2- Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir .......
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davacı tarafın delil listesinde bulunmasına ve duruşmada talep edilmesine rağmen davalının aylık ücret bordrosunun celp edilmeden ve davalının ekonomik ve sosyal durumu, gelir ve giderleri yeterince araştırılmadan hüküm kurulması hatalıdır. Hal böyle olunca; davalının aylık ücret bordosunun ve gelirlerine ilişkin belgeleri celp edilmesi, tüm gelir ve mal varlığının ayrıntılı olarak araştırılması, gelen cevaplara göre davalının tespit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, bu şekilde ayrıntılı bir araştırma yapılmaksızın bir bedelin tedbir nafakası olarak takdir edilmiş olması TMK.'...