Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, temlikin ölünceye kadar bakma akdiyle yapıldığı, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı akitlerden olup tenkise tabi olmayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi basitçe, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe ayrıca şekle bağlı bir sözleşme olarak tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme Türk Borçlar Kanununun 611. maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tarif edilmiştir. Anılan Kanun'un bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer....

    Mahkemece, miras bırakanın davalı ile Vezörköprü Noterliğinde düzenlenen 5.10.1993 gün 82311 yevmiye nolu düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptığı, davalının sözleşmeye uygun olarak miras bırakanı 15 yıl süreyle bakıp gözettiği, miras bırakanın da evlenmeden önce çekişme konusu taşınmazın ½ 'sini 3.12.1998 tarihinde, geriye kalan ½ 'sini ise 10.4.2008 tarihinde davalıya satarak ölünceye kadar bakma sözleşmesindeki edimini yerine getirdiği, kaldı ki miras bırakanın adına tapuda kayıtlı başka taşınmazlarının da bulunduğu, temlikin muvazaalı olmadığı, ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin ivazlı akitlerden olduğundan tenkis iddiasının da dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli payın ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiği, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, bu temlikte muvazaanın amaçlanmadığı, ivazlı akitlerden olan ölünceye kadar bakma akdinde tenkisin de sözkonusu olmayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Noterliğince düzenlenen 30/10/2007 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalı oğluna temlik ettiğini, miras bırakanın yapmış olduğu bu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptaline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, devrin muvazaalı olmadığını, bakım borcunu yerine getidiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Sözleşmenin iptali isteği yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “... mirasbırakanın özel bakıma ihtiyacı olması nedeniyle davalı oğlu ile ölünceye kadar bakma sözleşmesini yaptığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği, miras bırakanın, mirasçıdan mal kaçırma amacıyla hareket etmediği sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ivazlı akitlerden olup, tenkise tabii değildir....

          Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 1984 parsel sayılı taşınmaz davacı adına kayıtlı iken, ölünceye kadar bakma koşuluyla 04.08.2005 tarihli akitle davalıya temlik edildiği, davacının, bakım borcunun davalı tarafından yerine getirilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim söz konusu sözleşme, BK'nın 511. maddesinde, "kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir....

            Noterliği 2004/23260 yevmiye sayılı el yazılı vasiyetnamesi ile aynı taşınmazları davalı T3'a vasiyet ettiğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ve vasiyetnamenin incelenmesinde tasarruf oranlarının farklı olduğunu, muris tarafından gerçekten yapılmak istenen işlemin ne olduğunun anlaşılmadığını, muris tarafından ölünceye kadar bakma sözleşmesinden sonra aynı taşınmazlar için vasiyetname düzenlenmesinin ölünceye kadar bakma sözleşmesindeki iradesinden vazgeçtiğini gösterdiğini, murisin tasarrufta bulunduğu sırada 70 yaşında olması nedeniyle anlama ve algılama yeteneğinin bu işlemler için yeterli olmadığını, hem ölünceye kadar bakma sözleşmesi hem de vasiyetnamenin kanunun aradığı şartları taşımadığını, dava konusu işlemler yapılırken tek doktor tarafından murisin hiçbir sağlık problemi yokmuşçasına rapor hazırlandığını, raporda murisin kullandığı ilaçların belirtilmediğini, Adli Tıp Kurumu'ndan ayrıntılı rapor alındığında muris'in dava konusu işlemleri yapacak ehliyette bulunmadığının anlaşılacağını...

            Noterliğinin 05.02.2005 tarih ve 2681 yevmiye numaralı düzenleme şeklînde ölünceye kadar bakma sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müteveffanın Elazığ İli Tadım Köyü 50 ada 2235 parsel, 1719 parsel, 1062 parsel, 1325 parsel, 2148 parsel, 1063 parsel ve 1060 parsel sayılı taşınmazları müvekkilinin kendisine ölünceye kadar bakması şartı ile devredeceğini kabul ve beyan ettiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimini yerine getirerek müteveffaya ölünceye kadar baktığını, tüm ihtiyaçları ile ilgilendiğini, ancak ölünceye kadar bakma sözleşmesi tapuya şerh verilmeden T10 vefat ettiğini belirterek, bu taşınmazların sözleşme hükümleri çerçevesinde tapularının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur....

            Bilindiği ve TBK'nun 611 ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir mal varlığını veya bazı mal varlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Bireylerin yaşlanma ve yaşlılıkta yalnız kalma korkusu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğumuna ve bilimsel ve yargısal içtihatlarla gelişmesine yol açmıştır. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı olduğu kadar yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe) bağlı sözleşmelerdendir. Öte yandan, TBK'nun 611. maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan, bakım alacaklılarının akit anında özel bakıma muhtaç olmasını aramak, kanunda bulunmayan bir unsuru ilave etmek olacaktır. Somut olaya gelince, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden 03.01.2012 tarihinde ölen muris ......

              Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar Dairece; "...Hemen belirtilmelidir ki, çekişmeli bağımsız bölümün maliki davalı olup, mülkiyet hakkına dayalı olarak taşınmaz üzerinde hukuk sınırı içerisinde tasarruf serbestine sahiptir. Mülkiyet hakkına dayanarak dava dışı Zekeriya ve ailesini hukuki yoldan dava konusu taşınmazdan çıkarması ve onlar hakkında suç duyurusunda bulunması doğal bir hakkı olup, bu hakkını kullanması davacı ile aralarında yaptıkları ölünceye kadar bakma akdinin tek başına ihlali sayılmaz....

                UYAP Entegrasyonu