Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan annesi ...’nun ... parsel sayılı taşınmazını davalı kızı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, mirasbırakanın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığını, işlemin mirastan mal kaçıma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddialarının doğru olmadığını, annesinin bir çok rahatsızlığı bulunduğunu, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan bakım borcunu yerine getirdiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu ve muvazaa iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu ......

    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, taşınmazların miras bırakan tarafından mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla temlik edildiği ispat edilemediğine, davalının ölünceye kadar bakma akdinin gereklerini yerine getirdiğine göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ayrıca davalılardan Nilgün ölünceye kadar bakma akdinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını iddia ettiğine ve cevap dilekçesinde bir kısım delillerle birlikte tanık deliline de dayandığına göre yukarıda açıklanan ilkeler göz önüne alınarak tüm deliller toplanıp, gösterdikleri takdirde tanıklar da dinlenmek suretiyle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın, ölünceye kadar bakma akdinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalılardan ... temyiz etmiştir....

        İhtisas Dairesinin raporuna göre murisin ehliyetli olduğu, davalının ölünceye kadar bakım görevini yerine getirdiği, temlikin muvazaalı olmadığı, ölünceye kadar bakma aktinin ivazlı akitlerden olup tenkise tabi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekilince tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, miras bırakanın akit tarihinde ehliyetli olduğu .... saptanmak, temlikin ölünceye kadar bakma akti ile yapıldığı ve davalının bakım borcunu yerine getirdiği, ayrıca ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı tasarruflardan olup tenkisi istenemeyeceği de gözetilmek suretiyle karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir....

          Diğer taraftan, bakım alacaklısı ve tarafların murisi olan ...nin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporuyla saptandığı ve hile savunması bakımından da, muris ...'nin ölünceye kadar bakma sözleşmesini davacının hilesi sonucu yaptığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmadığı, farklı bir ifadeyle ehliyetsizlik ve hile savunmalarının kanıtlanamadığı açıktır....

            (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı) Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin Borçlar Kanununun 612. maddesi gereğince miras sözleşmesi şeklinde düzenlenmesi öngörülmüş olup Türk Medeni Kanununun 545. maddesi ile de miras sözleşmelerinin geçerliliği resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi şartına bağlanmıştır. Türk Medeni Kanununun 532. maddesinde resmi vasiyetnamenin sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli tarafından düzenleneceği hükmü getirilmiştir. Somut olaya gelince; burada öncelikle irdelenmesi gereken husus, tescil isteğinin dayanağı olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli sayılıp sayılmayacağıdır. Davacıların tescil taleplerinin dayanağı olan ölünceye kadar bakma akti 02.04.1968 tarihinde .......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, ... Noterliğinin 31.08.2000 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince 260 parseldeki murisi annesi ... adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Bir kısım davalılar davayı kabul etmiş, diğer bir kısım davalılar savunmada bulunmamıştır....

                Davacılar, mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu 333 ada 35, 43, 106 ve 136 ile 346 ada 96 parsel sayılı taşınmazlarını 07.11.2008 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile; 122 ada 26, 41 ve 64 parsel sayılı taşınmazlarını ise 14.09.2009 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğini, devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişler, 02.07.2015 tarihli celsede isteklerini miras paylarına hasretmişlerdir. Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, ölünceye kadar mirasbırakan ile yaşadığını ve sözleşmeden kaynaklanan bakım borcunu yerine getirdiğini, tüm işlemlerin gerçek iradelerini yansıttığını, tenkis koşullarının da oluşmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/365 esas, 2018/289 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın malik Nubar Süzer'in gaipliğine ve tapu kaydının iptali ile T4 adına tapu ya kayıt ve tesciline karar verildiği ve kararın 05/10/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup davacı tarafın 08/05/1992 tarihli 33702 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince tapu kaydının iptali talep edilmiş ise de taşınmazın Nubar Süzer adına ölünceye kadar bakma akdi gereğince 08/01/1991 tarihinde tescil edildiği, davacının dayandığı düzenleme eklindeki ölünceye kadar bakma akdinin öncesi tapuda devrin yapılıp temlik eden kişinin söz konusu sözleşmenin yapıldığı tarihte, taşınmazda tasarruf yetkisinin bulunmadığı taşınmazın daha önceki sözleşme gereğince Nubar Süzer adına kayıtlı olduğu nedenle davanın reddi..." yönünde karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre taraflar arasındaki ihtilaf noterde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu