Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, rücuya konu davada davalı ...’ın kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, tüm kusurun davacı B...’a yüklendiği, bu kararın taraflar yönünden kesin hüküm ve kusur oranı tespitinin de kesin delil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu davaya ilişkin olayın, dağıtım faaliyetlerinin ... tarafından yürütüldüğü ve davacı B...’ın tüzel kişiliğinin bulunmadığı 15.09.1998 tarihinde meydana geldiği, bu tarihte dağıtım faaliyetlerine ilişkin tüm sorumluluğun davalı ...’a ait olduğu, her ne kadar rücuya konu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/277 esas sayılı dosyasında bu husus atlanarak davalı ...’ın kusursuz olduğu belirtilmiş ise de olay tarihinde B...’ın tüzel kişiliğinin bulunmaması karşısında anılan mahkeme kararının kesin hüküm ve kusur oranlarının da kesin delil niteliği bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının İHDS’den sonra yaptığı temyiz harç ve masraflarına yönelik talebinin, davacı tarafından yapıldığının ispatlanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/630 Esas sayılı dosyasında davacının 24.10.2007 tarihinde 82,20 TL ve 16.10.2008 tarihinde ise 398,20 TL harç ve masraf ödemesi yaptığı, yine ......

      Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1254 esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşik dosyalarda açılan kamulaştırmasız el atma davası İHDS’nin imzalanmasından sonra davacı DEDAŞ aleyhine açılmış ve mahkemece, kamulaştırmasız el atılan yerlerin tapusunun iptali ile DEDAŞ adına irtifak hakkının tesciline ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin DEDAŞ’den tahsiline karar verilmiş olup, bu kararlar taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleşmiştir. İşbu davada ise, davacı tarafından icra dosyasına yatırılan kendi adına tesciline karar verilen ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedeli ile temyiz harç ve masraflarının davalı TEDAŞ’tan tahsili talep edilmektedir....

        Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/367 esas sayılı kamulaştırmasız el atma davası İHDS’nin imzalanmasından sonra ... ve ... aleyhine açılmış ve mahkemece, kamulaştırmasız el atılan yerin tapusunun iptali ile ... adına irtifak hakkının tesciline ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin ...’tan tahsiline karar verilmiş olup, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. İşbu davada ise davacı tarafından icra dosyasına yatırılan kendi adına tesciline karar verilen, kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedeli ile temyiz harç ve masraflarının davalı ...’tan tahsili talep edilmektedir....

          Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/777 esas sayılı kamulaştırmasız el atma davası İHDS’nin imzalanmasından sonra ... aleyhine açılmış ve mahkemece, kamulaştırmasız el atılan yerin tapusunun iptali ile ... adına tesciline ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin ...’tan tahsiline karar verilmiş olup, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. İşbu davada ise davacı tarafından icra dosyasına yatırılan kamulaştırmasız el atılan ve kendi adına tesciline karar verilen yerin tespit edilen bedeli ile temyiz harç ve masraflarının davalı ...’tan tahsili talep edilmektedir....

            Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/216 E 2014/589 K sayılı dosyasında ki davacıların söz konusu elektrik akımına kapılarak yaralanması ve aracın zarar görmesi nedeniyle üçüncü kişi konumunda oldukları , İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır....

              Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır. Mahkememizce yapılan hesaplamada, icra müdürlüğünce yapılan dosya kapak hesabının yerinde olduğu anlaşıldığı gibi, taraflarca da icraca yapılan hesaplamaya açık bir itirazın bulunmadığı da anlaşılmıştır. Ayrıca söz konusu ilamda ... Müessese Müdürlüğü yanında...ve ...'ında sorumlu olacağı şekilde müteselsilen tahsiline karar verildiği, yine icra dosyasında da müteselsilen tahsil isteminde bulunulduğu, davacı ......

                Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Hisse Devir Sözleşmesindeki hükümlerin davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, davaya konu borcun İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden önce doğduğu ve davacı tarafça ödendiği, açılan davanın davalıya ihbar edilmemesi nedeniyle davacının mahkeme kararı ile hükmedilen tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 4.166,06 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

                  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 hükümlerine göre davalının kendi faaliyet dönemine rastlayan iş ve işlemlerden kaynaklandığı anlaşılan işletme borçlarından sorumlu olduğu, davaya konu olayın ve rücu talebine konu alacağın işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi döneme ait olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 25.278,14 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                    Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu