Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD.’nin gerekçesine katılmıştır) sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet etmeme sözleşmesini sözleşmesinden ayrı bir sözleşme olarak değerlendirerek, sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına ilişkin uyuşmazlığın ticari dava olması neden ile Ticaret Mahkemesi’nde görüleceğine karar vermiştir(Y. HGK. 27.02.2013 gün ve 2012/9-854 E, 2013/392 K). İşçi ve işveren arasında rekabet yasağına ilişkin “özellikle sözleşmesinin feshinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğü nedeni ile” doğan uyuşmazlıkta görevli mahkeme konusunda YHGK kararları arasında çelişki olmuştur. Son karar ile sözleşmesinin feshinden sonrasına ilişkin rekabet etmeme ile ilgili uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görüleceği belirtilerek, önceki istikrarlı kararlardan dönülmüştür. Kararlara da konu olduğu gibi rekabet yasağı ile ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkeme konusunda iki normatif düzenleme vardır ve bu hükümler ne yazık ki çatışmaktadır....

    Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Memur olarak atanması suretiyle sözleşmesinin feshedilmiş olduğunu ve fesih nedeniyle birikmiş tazminat ve diğer yasal alacaklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hak kazandığını ileri sürmekte ise de; olayda, davacıya tazminat ödenmesi hakkını doğuracak nitelikte işveren idarece tek yanlı sözleşmesi feshi sözkonusu olmadığı gibi, davacının görev yaptığı tesislerin 4046 sayılı Yasaya göre özelleştirilmesi nedeniyle, aynı Yasanın 22. maddesi uyarınca zorunlu olarak bir kamu kurumu olan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ... Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Memur olarak naklinin " sözleşmesinin feshi" olarak kabulüne de olanak bulunmadığı; bu durumda, sözleşmesinin feshedildiğinden bahisle davacının tazminat isteminin karşılanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

      Kusurun derecesi, sözleşmesinin feshinden sonra ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır. İşçinin sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir. İşçinin sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür....

        Kusurun derecesi, sözleşmesinin feshinden sonra ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır. İşçinin sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir. İşçinin sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür....

          Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının akdinin kim tarafından feshedildiği ile feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacı karşı davalı işçi, sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürmüş, davalı karşı davacı işveren ise işçinin mazeretsiz devamsızlığı üzerine sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur....

            Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İş sözleşmesinin feshi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacı, sözleşmesi devam ederken işverence müvekkilinden ibraname imzalanmasının istenildiğini, müvekkilinin tüm haklarını kaybedeceği düşüncesiyle ibranameyi imzalamadığını, bu nedenle sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiş, davalı ise ibraname imzalatılmasının söz konusu olmadığını davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunmuştur....

              Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İş sözleşmesinin feshi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacı, sözleşmesi devam ederken işverence müvekkilinden ibraname imzalanmasının istenildiğini, müvekkilinin tüm haklarını kaybedeceği düşüncesiyle ibranameyi imzalamadığını, bu nedenle sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiş, davalı ise ibraname imzalatılmasının söz konusu olmadığını davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunmuştur....

                Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İş sözleşmesinin feshi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacı, sözleşmesi devam ederken işverence müvekkilinden ibraname imzalanmasının istenildiğini, müvekkilinin tüm haklarını kaybedeceği düşüncesiyle ibranameyi imzalamadığını, bu nedenle sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiş, davalı ise ibraname imzalatılmasının söz konusu olmadığını davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunmuştur....

                  Somut olayda paylaşıma konu para, borçlunun ihbar ve kıdem tazminatı başta olmak üzere akdinin feshi nedeniyle müstahak olduğu alacaktan doğmuştur. Borçlunun akdi 17.7.2009 tarihinde feshedilmiş, şikâyetçi tarafından bu alacak henüz doğmadan 24.10.2008 günü haciz konulmuştur. Bu haciz yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmadığından, geçerli bir haczin hüküm ve sonuçlarını doğurmaz. Zira akdinin feshinden doğan işçi alacakları kural olarak, “beklenen” hak ve alacaklardan değildir ve bunlar henüz doğmadan menkuller gibi tezkereyle haczedilmelerine imkân bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle şikayetçinin dağıtıma konu para üzerinde geçerli bir haczi bulunmadığından, sıra cetveline itirazda da hukuki yararı yoktur. Şikâyetin bu nedenle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

                    Taraflar arasındaki hukuki ilişki kanunun kapsamı dışında olan borçlar kanunu hükümlerine tabii olan bir hizmet ilişkisinden kaynaklanmadığından olayda kanununun uygulanmasına olanak yoktur. Kıdem tazminatı ve izin ücreti kanununa tabi sözleşmelerde işçinin yasanın 14. maddesi koşulları oluşması halinde isteyebileceği bir tazminattır. İş kanunu uygulanamayacağından kıdem tazminatı ve izin ücreti istenemez. Yanlar arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesi vardır. Böyle bir sözleşmenin işveren tarafından feshi halinde 24.6.1959 günlü E/32-K/26 sayılı içtihadı birleştirme kararında benimsendiği gibi davacı B.K. nun 313 ve devamı maddelerine dayanarak talepte bulunabilir. Davacının aktinin feshinden dolayı Borçlar Kanununun bu hükümlerine dayanarak tazminat istemeye hakkı vardır....

                      UYAP Entegrasyonu