Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat ve alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Tarafların dava dosyası içerisindeki dilekçe ve beyanlarında açıkça belirtildiği üzere taraflar arasında sözleşmesel ilişki ve bu ilişkinden doğan bir alacak mevcut değildir. Bu hali ile davanın alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davacı taraf, borçlu olmadığı bir parayı haciz baskısı altında ödediğini iddia etmektedir. İstirdat; geri alma, İstirdat davası ise; borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödenen paranın geri alınması için açılan dava türüdür. Davacı taraf "davalı tarafa borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödeme yaptığını" iddia ettiğinden, ---- sayılı kararında belirtildiği üzere, dava istirdat davasıdır, davacı icra takip dosyasında borçlu konumunda olmadığından, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmesi halinde, sebepsiz zenginleşenin dava dışı borçlu şirket olduğundan, davalıya karşı dava açılamayacağı nazara alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

      Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde gerek istirdat talebi bakımından davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından gerekse sebepsiz zenginleşmeye dayalı, alacak talebi bakımından davalının pasif husumeti bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        İcra takip dosyasının incelenmesinde; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takip, nedeniyle menfi tespit-istirdat davası açıldığı, davanın görüldüğü ... 20. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/468 Esas sayılı dosyasında 31.01.2012 tarihinde "...takibe konu alacak yönünden davacının borçluya borçlu olmadığının tespiti ile bu dosyada tahsil edilen 156.565,68 TL'nin davalıdan istirdadına" karar verildiği, alacaklı vekilinin anılan davada hükmedilen miktarla ilgili olarak tahsil ve cezaevi harcı miktarının mahsubu yapılarak dosyaya depo edilecek miktarın belirlenmesini istediği, İcra Müdürlüğü'nce talebin reddedildiği anlaşılmaktadır. Menfi tespit istirdat davası sonucunda; Mahkemece 156.565,68 TL'nin davalıdan istirdadına karar verildiğine göre, alacaklı vekilinin talebinin reddi yönündeki İcra Müdürlüğü kararı yerindedir....

          İstirdat davalarının, kanun maddesinde yer alış şekli ve gerek takip hukukuna ilişkin gerekse maddi hukuka ilişkin şartlar itibariyle takip borçlusu tarafından açılmasını zorunlu kılmıştır. Somut olayda; davacı taraf, borçlusu olmadığı icra takibinden dolayı borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını belirterek ödediği bedelin istirdatını talep etmektedir. Davacının iddiası çok açık şekilde İİK 72/7 maddesi devamında düzenlenen istirdat davasına ilişkindir. Davacı iddiasının sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak davası olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Zira, ödeme takip dosyasına bir haciz baskısı sonucu yapılmıştır. Yapılması gereken takip hukuku ilkeleri çerçevesinde istihkak davası açmaktır. Ancak davacı yan takip borçlusu olmadığı gibi bir takip dosyasına yatırdığı bu paranın istirdatını talep etmiş olduğundan iş bu davada dava şartı niteliğinde bulunan hukuki yararı ve aktif husumeti bulunduğundan söz etmek mümkün değildir (Yargıtay 19....

            Buna göre dava sonunda mahkemece kimin lehine, kimin aleyhine karar verildiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.Somut olayda, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtmiş, davacı vekili 31.10.2014 havale tarihli dilekçeyle, davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak HMK'nın 107/1 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ikame ettiklerini, bu nedenle alacaklarını ıslah ederek, ıslah taleplerinin kabulü ile 156.172,37 TL'nin, 134.081,93 TL'sinin 03.05.2012 tarihinden itibaren, 22.045,44 TL'lik bölümünün ise 25.05.2012 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek amme faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.Bu bağlamda, belirsiz alacak davası olarak açıldığı beyan edilen eldeki davada, davacı vekilinin ıslah olarak nitelendirdiği talebinin ara kararla reddedilmesi, sonrasında davanın kabulüne denilerek, dava dilekçesinde talep edilen miktarın tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir...

              Mahkemece genel yetki kuralı gereğince davalı savunmasının yerinde olduğu, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olacağına ilişkin menfi tespit davalarında uygulanan İİK.nun 72/7.maddesinin istirdat davalarında uygulanmasının mümkün olmadığı, kaldı ki, icra takip dosyasında ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle ortada geçerli bir takibinin de bulunmadığı gerekçeleri ile yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava; İİK.nun 72/7.maddesi uyarınca açılmış istirdat davasıdır. Aynı yasanın 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda Konya’da icra takibine girişildiğine göre bu yer mahkemesi de yetkilidir. Ödeme emrinin iptal edilmiş olması icra takibinin de iptali sonucunu doğurmaz....

                nun aracından çalındığını, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, çek iptali kararı nedeniyle davalının alacak talep edemeyeceğini, davacıların cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek davacıların icra dosyalarında çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerle ilgili olarak ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/30 Esas sayılı istirdat davasında davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, davacıların istirdat davasının reddi nedeniyle borçlu olduğunun belirlendiğini hasımsız çek iptali kararının borçsuzluğu ispata yeterli olmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                  İcra Müdürlüğü'nün 2018/11907 Esas sayılı takip dosyasından istirdat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, hükmün bu yönden kaldırılarak istirdat davalarının da kabulünün gerektiğini, müvekkilinin dava ve takip açılmadan önce davalıya dosya kapsamında daha önce sundukları 31.07.2018 tarihli Yapı Kredi Bankası dekontuna göre 15.000,00 TL ödeme yaptığını, davalı tarafından başlatılan Konya 10.İcra Müdürlüğü'nün 2018/11907 Esas sayılı dosyasından ise asıl alacak rakamı olan 20.000,00 TL'yi tüm icra ferileri ile birlikte ödemek zorunda kaldığını, dava ve icra takibi öncesi davalıya yukarıda da ifade ettikleri üzere 15.000,00 TL ödendiğini, müvekkilinin iş bu 20.000,00 TL 'lik alacak için toplamda davalıya 25.560,32 TL icra masrafları ile birlikte ödeme yapmak zorunda kaldığını, yerel mahkeme tarafından senet tanzim tarihinin ödemeden sonra olduğu gerekçesi ile bu taleplerinin reddedildiğini, özellikle davalı müvekkilinden senedi vade ve tanzim kısımları boş olarak teslim aldığını ve sonradan...

                  Kanun koyucu ----davaları belirlerken konusunun alacak ve tazminat olan davalar olması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Bu nedenle menfi tespit davası niteliği gereği bir olumsuz durumun tespiti istemine ilişkindir. Bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat talebi yoktur. Bu dava davalı açısından bir alacağın tahsili davasıdır---. Nasıl ki alacak davasına davalı açısından bu bir menfi tespit talebidir ----menfi tespit davasında da davalı açısından bu bir alacak davasıdır nitelendirmesi yapamayız. Bir hukuki durumun savunulması ile dava edilmesi birbirinden farklı kavramlardır.Bu nedenle menfi tespit davaları------değildir. Farklı------- sayılı kararında menfi tespit davaları------yönde karar verildiği bilinmektedir. Ancak eldeki davada ödenen-----bulunmaktadır. Menfi tespit ve istirdat davası birlikte talep edilmiş ise de talep ödenen paranın istirdadına ilişkindir. Talep tek bir hukuki gerekçeye dayalı olmakla tefriki de mümkün olmayan taleplerdir. ------ tektir....

                    UYAP Entegrasyonu