"İçtihat Metni"KARAR Dava, ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise ölünceye kadar bakma akdinin iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, birleşen davanın davacıları tarafından her iki dava yönünden de temyiz edilmiş olduğundan, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, ölünceye kadar bakma aktinden kaynaklanan Tapu İptal-Tescil talebine ilişkindir. Kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Ancak aynı dairece de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın 1.Başkanlığına gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Bozma Kararı Dairenin 06/04/2021 tarihli ve 2019/3047 Esas, 2021/2046 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, her ne kadar bölge adliye mahkemesince, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığının ileri sürüldüğü bu savunmanın Türk Borçlar Kanunu 19. madde hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulmasının gerekeceği, ancak öğretide muris muvazaası olarak tanımlanan ilkelere uygun bir araştırma yapıldığı sonuç itibariyle sözleşmenin düzenlenmesinde muvazaa hükümlerinin uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mirasbırakan ile davalı oğlu arasında 29.08.2008 tarihinde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, zira mirasbırakanın tek mal varlığını ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu ettiği, gerçek bir ölünceye...
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava alacak isteğine ilişkindir. Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Kaynağını Borçlar Kaununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 512. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir....
Somut olayda; dava konusu 212 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının 11.01.1991 tarihinde düzenlendiği, ölünceye kadar bakım borçlusu tarafların murisi ...'ın ölüm tarihinin 01.06.1991 tarihi olduğu, anılan parsel tutanağının ise 15.08.1991 tarihinde kesinleştiği, görülmekte olan davanın 28.12.2009 tarihinde açıldığı sabittir. Bu durumda, davacının ölünceye kadar bakma akdi ile adına tescilini isteme hakkının murisin ölüm tarihi ile doğduğu gözönüne alındığında davanın tespit öncesi nedene dayanmadığı sonucuna varılmaktadır....
Maddesi anlamında muvazaalı bir işlem olduğunu, gizli bağış sözleşmesinin de şekil şartlarından yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazların tapularının muris muvazaası nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında yapılan temlik işleminin muvazaalı bir işlem olduğunu, ortada gerçek bir ölünceye kadar bakma akdi işlemi söz konusu olmadığını, muris ile davalı tarafın mirasçıları aldatma kastı ile hareket ederek ölünceye kadar bakma sözleşmesini yaptıklarını, murisin gerçek iradesinin taşınmazı davalı torununa bağışlama olduğunu, ortada gizli bir bağış sözleşmesinin mevcut olduğunu, murisin yaşamı boyunca ölünceye kadar bakma akdi yapmasını gerektirecek bir durumunun söz konusu olmadığını, Murisin ölünceye kadar bakma akdi yapması için haklı, ciddi ve makul hiç bir sebebi olmadığını, Murisin amacının gerçek iradesi dava konusu taşınmazları davalıya bağışlamak olduğunu, bu nedenle dava konusu işlemin muvazaalı işlem olduğunu, gerçek bir ölünceye kadar bakma sözleşmesinin...
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiği, davalıların bakım yükümlülüğünü yerine getirdikleri , muvazaalı temlik olmadığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akidlerden olup tenkis iddiasının dinlenemeyeceği, davalı ...’ün iyiniyetli olduğu belirtilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı; mirasbırakan ...’ın 27 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, ancak davalının boşandıktan sonra murisle birlikte oturmaya başladığını ve murise ait mal varlığının tamamına yakınını çeşitli yollarla üzerine geçirdiğini, dava konusu taşınmazın temlikinin de diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ise tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalı, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin kendisine yüklediği edimleri yerine getirdiğini, annesine ölünceye kadar baktığını, onu hiç yalnız bırakmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince davalının bakım borcunu ifa ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde ölünceye kadar bakma şartıyla yapılan tasarrufun tenkisi isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babası ...’nin kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak tek erkek evladına temliklerde bulunduğunu, buna göre ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların 21/24’er payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 1990 yılında davalıya sattığı şeklindeki beyanı ile anılan payların kadastro yolu ile davalı adına tescil edildiğini, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı 17.07.2008 tarihinde ölünceye kadar bakma şartıyla davalıya temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu ... ada ..., ... ada ..., ...ada ... parsel sayılı üç parça taşınmazın davalı adına olan kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı taktirde ölünceye kadar bakma şartıyla yapılan tasarrufun tenkisini istemiştir....
Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi basitçe, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe ayrıca şekle bağlı bir sözleşme olarak tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme Türk Borçlar Kanununun 611. maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tarif edilmiştir. Anılan Kanun'un bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer....