Satım akdinde alıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanabilmesi için aracın hukuken ayıplı olduğunu ispat etmesi gerekir. Mahkemece davacıdan aracın satıştan önce hacizli olduğuna ve aracın haczedilerek elinden alındığına ilişkin delillerini sunması için süre verilip, toplanan tüm deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı ... bu aracı davacıya sattığına göre, bedelinden zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumludur. Mahkemece Necati yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının, taşınmazın zaptedilen kısmının rayiç değerinden sorumlu tutulmaması ve dolayıyla aksi düşünce ile verilen hükmün bozulması gerekir. Bu nedenle sayın çoğunluk kararına katılamıyorum....
in Borçlar Kanununun 189 ve devamı maddelerinde düzenlenen satıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olduğu, Hazinenin ise Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumlu olduğu, tazminat alacağının farklı nedenlerden kaynaklandığı için, Hazine ve ...'in davacı şirketlerin zararlarından müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verilemeyeceği gibi, Hazinenin hem davacı şirketlere hem de davalı ve karşı davacı ...'e aynı anda tazminat ödemeye mahkum edilemeyeceği, mahkemece, davalı ...'in zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olup olmadığı araştırılarak, sorumluluğu var ise tapu maliki şirketlerin zararının bu kişiden alınarak davacı şirketlere verilmesine, ...’in ödemesine karar verilen zararın miktarına, alım satım işlemi nedeniyle ödedikleri ve edindiklerine göre tapu sicilinin tutulması nedeniyle oluşan zararı söz konusu ise bu miktarın Hazineden alınarak davalı ve karşı davacı ......
Değerlendirme : Dava; zapta karşı tekeffül iddiası ile açılan tazminat davasıdır. Davacı, davalı FON'dan gerekli usule uyarak satın almış olduğu Bilecik, Bozüyük, Düzağa Köyü 245 parsel sayılı taşınmazın adına tescilinden sonra taşınmazda inşaat yapmak üzere girişimlere başlamasından sonra bu taşınmazın orman olarak ilan edildiğini öğrendiğini, bilahare dava dışı Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonrasında verilen ve kesinleşen karara göre taşınmazın orman olarak tescil edildiğini, bu durumun satıcının zapta karşı tekeffül sonucunu doğurduğu iddia ederek davalıdan taşınmazın güncel değerinin tazminini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satış sözleşmesi gereği davacıya devredilen taşınmazın, tasarrufun iptali davası sonucunda davacının mülkiyetinden çıkmış olması nedeniyle açılan, zapta karşı takeffül hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu nedenle satım hukukunda zapta karşı tekeffül sorumluluğunun varlığı zorunludur. Satıcının zabta karşı tekeffül borcu satım sözleşmesinin kanun bir hükmi olması dolayısıyla kanuni bir borçtur. Satım sözleşmesinde bu hususta bir taahhüt bulunulmasının sonucu değildir. Ne var ki, taraflar bu sorumluluğu kaldıran veya daraltan sözleşme yapabilirler....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında zararın giderilmesi istemlidir....
Devlet evveliyatı orman olan bir yer hakkında tapu kaydı oluşturmuş ve özel mülkiyete konu olabileceğini tekeffül etmiş ise bunun sonuçlarına katlanmak ve BK 96. maddesi hükmü de dikkate alındığında alıcının gerçek zararını tazmin etmek zorundadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı satıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tutulması gerekirken denkleştirici adalet prensibinin uygulanarak davanın kısmen kabulü usu ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması düşüncesinde olduğumuzdan yüce çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına katılamıyoruz....
Bilindiği üzere zapta karşı tekeffül, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Gerçekten üçüncü kişi kendi mülkiyetini iddia ederek satılanı zapt edecek veya alıcının mülkiyet hakkını ihlal eden bir hak ileri sürecek olursa, satıcı mülkiyeti nakil borcunu tamamen veya kısmen yerine getirmemiş olur. Satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için tekeffülün şu maddi şartlarının gerçekleşmesi gerekir: 1.Satılan mal alıcıya teslim edilmiş bulunmalıdır. Zapta karşı tekeffül borcu ikincil (tali) nitelikte bir borç olduğundan, satılanın teslim edilmemesi durumunda, alıcı, yalnızca 6098 sayılı TBK’nın 112 ve ardından gelen hükümlere dayanarak satıcıya başvurabilir....