Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere zapta karşı tekeffül, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Gerçekten üçüncü kişi kendi mülkiyetini iddia ederek satılanı zapt edecek veya alıcının mülkiyet hakkını ihlal eden bir hak ileri sürecek olursa, satıcı mülkiyeti nakil borcunu tamamen veya kısmen yerine getirmemiş olur. Satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için tekeffülün şu maddi şartlarının gerçekleşmesi gerekir: 1.Satılan mal alıcıya teslim edilmiş bulunmalıdır. Zapta karşı tekeffül borcu ikincil (tali) nitelikte bir borç olduğundan, satılanın teslim edilmemesi durumunda, alıcı, yalnızca 6098 sayılı TBK’nın 112 ve ardından gelen hükümlere dayanarak satıcıya başvurabilir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre tazminat istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli .... Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, ........2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacının davalıdan satın aldığı aracın change çıkmasından dolayı dolayı el konulması nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan zararın tahsili talepli davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle zapta karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme kavramlarının açıklanması ve ilgili yasal düzenlemelere değinilmesi yerinde olacaktır. Zapta karşı tekeffül, satılan malın üçüncü bir kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Bu sorumluluk, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında geçerli bir taşınmaz satış sözleşmesi bulunmakta olup, uyuşmazlık zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

        Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

          Hâl böyle olunca davalı zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13- 618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. (Yargıtay 13....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde sözleşme bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda çözülmesi gereken uyuşmazlık tarafların bilmemesine rağmen satım anında aslında var olan bir tehlikeye karşı davalı satıcının sorumlu olup olmayacağı ve bu sorumluluğun zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda çözülüp çözülemeyeceğidir. Araç halen davacıda olup yapılan yargılama sonucunda müsadere kararı verilip verilmeyeceği belli değildir. Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir....

              Olayımızda taraflarca yapılmış fesih ihbarı olmadığı, ancak davaya konu aracın 28.10.2009 tarihinde kiraya verenin bir borcundan dolayı haczedilerek muhafaza altına alındığı anlaşılmıştır. Davalı/karşı davacının zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekir. Mahkemece fesih tarihinden itibaren dönem sonuna kadar mahrum kalınan kâr'a hükmedilmiştir. Ne var ki, BK.nun 98. maddesi uyarınca, sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması gereken, aynı Kanunun 44. maddesi hükmüne göre, davacı kiracı da zararının artmaması için sözleşmenin fesih tarihinden itibaren aynı vasıfta aracı bulmak konusunda gerekli çabayı göstermek zorundadır. Mahkemece, sözleşmenin fesih tarihinden itibaren davacının aynı işi yapabileceği bir aracı bulabileceği makul sürenin bilirkişi marifetiyle tespiti ile bu süre için kazanç kaybına hükmetmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile dönem sonuna kadar sorumlu tutması doğru değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, motosiklet alım satımından kaynaklı zapta karşı tekeffül istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 10/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu