Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir....
Ancak pratik bazı düşüncelerle zapta karşı tekeffül hakkında özel hükümler konulmuş ve alıcıya ek bir korunma sağlanmıştır. Burada mülga 818 sayılı BK. 96. maddedeki esasın aksine, kural olarak, kurtuluş beyyinesi yoktur, usul sadeleştirilmiştir ve zaptın hukuki sonuçları kesin biçimde belli edilmiştir. Satıcının zapta karşı tekeffül borcu kanuni bir borçtur. Satıcının bu hususta ayrıca taahhütte bulunmasına gerek yoktur....
Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Somut olayda, davacının 10.05.2010 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp adına tescil ettirdiği aracın, motor numarasının değiştirilmesi nedeniyle zapt edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Hal böyle olunca; mahkemece Borçlar Kanununun 217 maddesi (eski BK 192) hükmüde dikkate alınmak suretiyle yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
HD'nin 02/12/2015 gün ve 2014/40668 E.-2015/35250 K. sayılı kararında özetle, "...Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 214 (eski BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 214. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.02.2007 gününde verilen dilekçe ile zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Karar Düzeltme Yoluna Başvuran Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. B. Karar Düzeltme Sebepleri Davalı vekili; zapta karşı tekeffül koşullarının oluşmadığını, davacının zaptı bilmiyor olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kayden malik olduğunu ve doğrudan satış işleminin tarafı olmadığını, dava tarihi itibariyle davacının taşınmazın maliki olduğunu, rayiç bedelin hesaplama yönteminin gerekçesinin açık olmadığını, eksiklikler giderilmeden alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2....
Davacı taşınmazları tapu sicilindeki güvene dayalı almış olup, davalı satıcı taşınmazların özel mülkiyete konu olacağını tekeffül etmiş sayılır. B.K.'nun 96. maddesi hükmü de dikkate alındığında alıcının gerçek zararını tazmin etmek zorundadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tutulması gerekir. Aksi düşünce ile verilen hükmün davacı yararına bozulması gerekir. Bu nedenlerle sayın çoğunluk kararına katılamıyoruz....
Büyükşehir Belediye Başkanlığından 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak tazminat talep etmiştir. Davacı dava dilekçesinde ... ve Orman Yönetimini taraf olarak göstermemiş, haklarında usûlüne uygun bir dava açmamış, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca bir tazminat talep etmemiştir. ... ve Orman Yönetimi yargılama sürecinde mahkemenin talebi üzerine davaya dahil edilmişlerse de, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen ......
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım akdinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan taşınmazı tapuda 28.06.2006 tarihinde satın aldığı, ancak arsa sahipleri tarafından açılan dava sonucunda davacı üzerindeki taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği uyuşmazlık konusu değildir. Hal böyle olunca, taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK.nun 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir. Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK.nun 1020 maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur. BK.nun 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aklinden kaynaklanan, zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan 463 nolu parselde özel parselasyon sonucu oluşan 53 nolu parseli, tapuda kayden 10.6.1996 tarihinde satın aldığı, ancak taşınmazın kadastro mahkemesinde görülen dava sonucu dava dışı Ahmet adına tesciline karar verilerek zapt olunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK.nun 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir. Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK.nun 1020. maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur....