Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in Borçlar Kanunun 189 ve devamı maddelerinde düzenlenen satıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu tutulduğu, Hazinenin ise Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumlu tutulduğu, iddiaya göre tazminat alacağı farklı nedenlerden kaynaklandığı için, Hazine ve ...'in, davacı şirketlerin zararlarından müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verilemeyeceği gibi, Hazine hem davacı şirketlere hem de davalı ... karşı davacı ...'e aynı anda tazminat ödemeye mahkum edilemez. Mahkemece, davalı ...'in zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olup olmadığı araştırılarak, sorumluluğu var ise, tapu maliki şirketlerin zararının bu kişiden alınarak davacı şirketlere verilmesine, ...'in ödemesine karar verilen zararın miktarına, alım satım işlemi nedeniyle ödedikleri ve edindiklerine göre tapu sicilinin tutulması nedeniyle oluşan zararı söz konusu ise, bu miktarın Hazineden alınarak, davalı ... karşı davacı ...'...

    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ikinci el araç satışında ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre açılan alacak istemine ilişkindir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, mahkeme aksi kanaatte ise eldeki davada zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanamayacağını, davacı şirket ile şirketleri arasında hiçbir zaman satım akdi ilişkisi kurulmadığını, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabilmesi için satım akdinin bulunması gerektiğini, dolayısıyla davacı iddialarının hukuka aykırı düştüğünü iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile toplam 102.318,00 TL'nin 15.018,00 TL'sine 19/01/2018 tarihinden itibaren, 2.500,00 TL'sine 22/01/2018 tarihinden itibaren, 84.800,00 TL'sine 21/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir....

      Davalılar süresi içerisinde usulüne uygun şekilde zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. 6762 sayılı TTK.nun 25/4.maddesi uyarınca, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanan ticari satışlarla ilgili davalarda zamanaşımı süresi (6) ay ise de, satılanın daha uzun bir süre garanti kapsamına alınması durumlarında garanti süresi sonuna kadar dava açılabilir. Öte yandan satıcı, alıcıyı iğfal etmiş ise, yasada öngörülen zamanaşımından yararlanamaz (B.K.m.207/son)....

        'e ve bu şahıs tarafından da dava dışı başka bir şahsa satışından sonra çenç olması nedeniyle kendisine karşı açılan rücuen tazminat davası nedeniyle ... olduğu bedelin davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece Rasim ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise kısmen kabulü ile Noter satış senedinde taraflarca belirlenen 858 YTL’nin bu davalıdan tahsiline karar verilmiş,hakkındaki kararı ... temyiz etmediğinden akdi ilişki kabul edilmiş olmaktadır. Böylelikle Davalı ... zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK.nun 192. maddesi uyarınca sorumludur....

          Davalı tarafından başlatılan icra takibinde 22.328,00 TL asıl alacak ve 28.630,01 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam alacak miktarının 50.958,01 TL olduğu anlaşılmaktadır. Araçta bulunan hukuki ayıp nedeni ile davalının zapta karşı tekeffül hükümleri gereği isteminin yerinde olduğu anlaşılmış ise de, hüküm fıkrasında 11.157,00 TL dan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş olup, kurulan bu hüküm infaza elverişli olmadığı gibi, menfi tespit isteminin konusunu oluşturan icra takibindeki işlemiş faiz de dahil alacak istemlerini karşılar nitelikte değildir. Hal böyle olunca mahkemece, icra takibindeki alacak istemlerini karşılar nitelikte karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            BK' nun 189. maddesinde; satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamin olacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre ayıp ister subjektif bir haktan, ister objektif bir hukuk kaidesinden doğsun, satıcı, devrini kabul ve taahhüt ettiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Bu nedenle, devredilen hak, herhangi bir sebepten, devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa, satıcı sorumludur. Davacının 3. kişiye yaptığı ödemenin satıcının sorumluluğu ilkeleri doğrultusunda yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı da, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacının üçüncü kişiye yaptığı ödeme nedeniyle davacıya karşı sorumludurlar....

              Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı satın aldığı taşınmazın hukuki ayıp nedeniyle zaptedilmesi karşısında bu davayı satıcıya, Hazineye, Belediyeye ve Orman İdaresine karşı yöneltmiş olup, her bir davalının sorumluluğu, ve illiyet bağı üzerinde ayrı ayrı durulması gerekmektedir. Davacı tarafından bir kısım davalıların murisi ... ...’ndan satın alınan taşınmazın evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapusuna orman şerhi konulduğu çekişmesizdir. Tapulu taşınmazın satış işlemi resmi şekilde yapıldığı için geçerli bir satıştır. Bu itibarla taşınmazın tapuya ilk tescili yolsuz tescil olsa da sonuç önemli olmayıp, satılan hukuki ayıplı olduğuna göre, satıcı, zapta karşı tekeffül ve özellikle B.K.’nun 96.maddesi hükmüne göre tam zarardan sorumludur. Satıcının ödemesi gereken tazminat alıcının ödediği paranın denkleştirilmesi suretiyle elde edilecek bedel değil taşınmazın rayiç değeri olmalıdır....

                Bu durumda, davacı, aleyhine açılan tazminat davası henüz kesinleşmeden, eldeki davayı açmış olup, her dava açıldığı tarih itibariyle değerlendirileceğinden, aleyhine açılan dava sonuçlanmadan işbu davayı açmış olması itibariyle, dava tarihi itibariyle alacağı muaccel olmadığı, hukuki yararı bulunmadığı gibi; ceza yargılama sürecinde aracın ...’ya iadesiyle, davacının, aleyhine biten tazminat davası yönünden yargılamanın yenilenmesini isteyebileceği veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanak da istemde bulunabileceği dikkate alındığında, aracın çenç (change) olmadığının tespiti ile birlikte davalı ...’nin herhangi bir kusurunun olmadığının anlaşılmasıyla, ... aleyhine zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmak suretiyle işbu davanın açılması doğru bulunmamıştır. Hal böyle olunca, temyize gelen davalı ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

                  Davalı cevap dilekçesinde: Zapta karşı tekeffül borcunun doğumu için gereken koşulların dava konusu olayda gerçekleşmediğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Davalı ... Başkanlığının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, dava değerini 4.05.2009 tarihli dilekçesi ile Islah ettiği anlaşılmakla ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz talep etme hakkına sahip olduğu gözetilerek davanın ilk 10.000 TL lik kısmına dava tarihinden, bakiye kısım yönünden ise 4.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, Bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu