Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işleminden kaynaklanmakla birlikte, davada uygulanması gereken hukuk normu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen 214 ve devamı maddeleridir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 214/1 maddesi,"Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur." 818 sayılı Borçlar Kanunu 189/1 maddesi,"Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır." Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresidir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2010/138 ESAS - 2022/50 KARAR DAVA KONUSU : Zapta Karşı Tekeffül Nedeniyle Tazminat ve Mahrum Kalınan Kâr Kaybı KARAR : Adana 2....

Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/4 esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, yargılama esnasında satış bedeli olan 91.000 Euro’nun davacı tarafından dava dışı ... ... Ltd. Şti.’ne ödenerek, noterden temlikname alındığını, davacının temliknameye konu bedelin taraflarına ödenmesi için davalı Ayanoğlu ... Ltd. Şti.'ne ihtarname gönderdiğini, ancak davalının ihtarnameye olumsuz cevap verdiğini, davalı satıcının zapta karşı tekeffül hükümleri ve Borçlar Kanunu'nda yer alan rücu hükümlerine göre sorumlu olduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki araç kat'i satış sözleşmesinin feshi ile davacının son malike ödediği 91.000 Euro’nun 06.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 01.07.2016 tarihli duruşmada, faiz talebinden vazgeçtiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacının akdine karşı açtığı davada maddi zarar yönünden davalı kusursuz olsa dahi sorumlu ise de, bu durum, davalı hakkında yürütülen ceza soruşturmasının KYYOK kararı ile sonuçlanmış olması, davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmaması karşısında manevi tazminatı gerektirmediğinden ve kişilik haklarına bir saldırı bulunmaması nedeniyle manevi tazminata hükmedilme koşulları bulunmadığından hükmün manevi tazminata yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253. ( 6098 sayılı TBK.’nun 309 ) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiraya verenin tekeffülü altındadır. .....Somut olayda dava dışı Hazine, mülkiyet hakkına dayanarak davacının kiracılık hakkı ile bağdaştırılamayan bir iddiada bulunmuştur. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve kendisine ecrimisil tahakkuk ettirilmiştir. Bu durumda davacı, zapt dolayısıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesini feshedebilir. Ödediği kira bedelini geri isteyebilir. Ne var ki davacı eldeki dava ile kira sözleşmesinin feshini değil, ödediği kira tahakkuk ettirilen ecrimisilin ödediği kira bedelinin tahsilini istemektedir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/358 esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğini, söz konusu kararın 22/05/2014 tarihinde Yargıtay kararı ile kesinleştiğini, kesinleşen karara istinaden taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dışı 3.kişi adına tescil edildiğini ileri sürerek, zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince gerçek ve güncel zararın tepiti ile tam zapt halinin gerçekleştiği 22.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği sözleşmeden dönüp bedeli isteyebileceği ve bu durumda aracın iadesi gerekeceği de gözetilip, davacının yargılama sırasında yaptığı kazanın araçta değer kaybına sebep olup olmadığı üzerinde de durularak, gerekirse Yargıtay, taraf ve mahkeme denetimine uygun bilirkişiden ek rapor yada yeni bir rapor alınarak ayıba karşı tekeffül hükümleri değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken..."...

        ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre TBK'nın 227.maddesi gereğince talepte bulunabilecek olması, sözleşmenin tarafı olmayan ve araç maliki olmayan davacı T1 ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre talepte bulunamayacak olması sebebiyle davacının, hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın kabulü ile Rize İcra Müdürlüğü'nün 2019/6916 Esas sayılı dosyası bakımından davacının 28.000,00 TL asıl alacak ve 48,33 TL işlemiş faiz olmak üzere 28.048,33 TL alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

        Bu doküman 5070 Sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır....

          Mahkemece davacıya yapılan araç satışından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık geçerli satıştan kaynaklanan BK. 189 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmıştır....

            UYAP Entegrasyonu