Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla zamanaşımının gerçekleştiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmasının koşulları da bulunmamakla birlikte, zapta karşı tekeffül hükümleri yönünden de zamanaşımı gerçekleştiğini, haksız fiil hükümleri de dikkate alındığında zamanaşımının yine gerçekleştiğini ileri sürerek, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi halinde de yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla zamanaşımının gerçekleştiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmasının koşulları da bulunmamakla birlikte, zapta karşı tekeffül hükümleri yönünden de zamanaşımı gerçekleştiğini, haksız fiil hükümleri de dikkate alındığında zamanaşımının yine gerçekleştiğini ileri sürerek, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi halinde de yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Dolayısıyla, alıcı üçüncü kişi kendi bağımsız bölümü ve ortak alanlardaki eksik ya da ayıplar ile ilgili def'i ve müracaatları kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki hakları devralan kişi olarak yükleniciye karşı ileri sürebilir. Burada, satış sözleşmesinden kaynaklanan "ayıba karşı tekeffül" hükümlerinin uygulanması söz konusu değildir. Çünkü, her ne kadar alıcı ile yüklenici arasında bir bağımsız bölüm satışı mevcut ise de, yüklenici bu satışı arsa sahibinin vekili sıfatıyla (ondan aldığı vekaletname ile) yapmakta olup taşınmazın gerçek maliki arsa sahibidir. Yüklenicinin ise bu bağımsız bölüme ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacak hakkı vardır ve bu hakkını devretmektedir....

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/06/2014 KARAR TARİHİ : 09/02/2021 KARAR Y.TARİHİ : 11/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçelerinde, 12/12/2002 tarihinde dava dışı ... isimli şahıs tarafından taşınmazının üzerinden yüksek gerilim hattı geçmesi nedeniyle taşınmazının değer kaybettiği iddiasıyla açılan tazminat davasında Ağrı... Hukuk Mahkemesinin 2006/157 esas 2009/531 karar sayılı kararıyla talebin kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın Ağrı......

    Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....

    Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir ve satıcının ayıba karşı tekeffül borcu Borçlar Kanununun 194 ilâ 207. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anılan Kanunun “Ayıba Karşı Tekeffül”e ilişkin 194. maddesinde: “Bayi müşteriye karşı mebiin zikir ve vadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir suretle tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir. Bayi, bu ayıpların mevcudiyetini bilmese bile onlardan mesuldür.” hükmü yer almaktadır. Ayıba karşı tekeffül, doktrinde; satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaad edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulması şeklinde tarif edilmektedir (Edis,: S. Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu , Ankara 1963, s. 7)....

      Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalının itirazlarının incelenmesinde ise; Davaya konu edilen ve davacı tarafından icra takibi neticesi ödenen miktar mutat aidat değil, dış cephe boyası için talep edilen ortak gider payı olup, bu miktar davacının sorumluluğunda olan satıcının ayıba karşı tekeffül borcundan kaynaklanmaktadır. Davacı, kendi sorumluluğunda olan ödeme nedeni ile davalıya rücu edemeyeceğinden, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        Davalı T6 vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafın 08/04/2022 tarihli ihtiyati haciz ara kararını 10 günlük süre içinde icra etmediğinden yeniden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, taraflar arasında araç satışana ilişkin bir sözleşme olmadığını, bu nedenle davalının TBK'nın 217 ve 219. maddeleri uyarınca zapta karşı tekeffül hükümlerinden sorumlu tutulamayacağını, ekspertiz raporununun usulüne uygun düzenlendiğini, gerçek durumuna uygun olduğunu, araç hakkında sadece geçici tedbir kararı verildiğini müsadere kararı bulunmadığını, müvekkilinin sabit ikamet sahibi olduğunu malları gizleme ve kaçırma ihtimali bulunmadığını, bu sebeple ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir. İlk derece mahkemesinin 01/06/2023 tarihli ara kararında; "İİK'nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ''alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması'' yeterlidir....

        Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253. (6098 sayılı TBK.’nun 309) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiralayanın tekeffülü altındadır. Davacı kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Mahkemece davacının ödediğini belirttiği ecrimisil ödemelerine ilişkin belgelerinin dosyaya getirtilerek davacının ödediği ecrimisil bedelini geçmemek kaydıyla kira bedeli iadesine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Davacı vekili 11.11.2010 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 5 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle zarar oluştuğunu, davalıların kusursuz sorumluluk, zapta karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca sorumlu olduklarını belirterek şimdilik 60.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ... ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden (Devletten) müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle dava açmıştır. 2....

            UYAP Entegrasyonu