Cevap dilekçesinde davalı; mahkememizin ... esas sayılı dosyasında görülmekte olan ve eser sözleşmesinden kaynaklı davada, davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle takas def'inde bulunduğunu savunmaktadır. Mahkememizin temyizen kesinleşen ... sayılı kararında davacı - karşı davalının (eldeki dosya davalısı) alacak davasının reddine, davalı - karşı davacının (eldeki dosya davacısı) alacak davasının ise kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu kararda; eldeki dosya davalısının herhangi bir alacağının mevcut olmadığı kesin olarak belirlendiğinden davalının takas savunmasına değer verilmemiştir. Davalı vekili; 15/10/2021 ve 23/11/2022 tarihli dilekçelerinde davacının alacağının çekler ile ödendiğini savunmuştur. Ne var ki söz konusu çeklerin, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkla alakalı olduğu hem dosya kapsamından hem de mahkememizin ... Esas sayılı kararından anlaşılmakla, bu savunma da yerinde görülmemiştir....
Vekalet ücreti için ödenecek tutar resmi asgari ücret tarifesi esas alınıp, poliçede yazılı limitle sınırlıdır." ifadeleri ile hukuksal koruma klozuna yer verilmiştir. Poliçede yer alan hukuksal koruma klozu yalnızca sigorta ettiren aleyhine açılan dava ve takipleri kapsaması, davacının işbu davaya konu ettiği alacak isteminin kendisinin davacı olduğu------ dosyasından kaynaklı olması, davacının bahsedilen dosyada davacı olması nedeniyle o dosya kapsamında vekalet ücreti poliçedeki hukuksal koruma klozuna dayanarak davalıdan talepte bulunamayacağı sonuç ve vicdani kanaatine----davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davaya konu uyuşmazlık, özel güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalidir. Bu tür uyuşmazlıklardan kaynaklanan davaların temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ancak, uyuşmazlığın özel güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklı ek dava niteliğinde olduğu belirtilerek dosya Dairemize gönderilmiş olup, 6110 sayılı Kanun'la 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14/a maddesinde yapılan değişiklik uyarınca Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkemenin kararındaki nitelendirme esas alınmaktadır. Bu durumda görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Yüksek Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yüksek 1. Başkanlığa gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Dosyanın görev uyuşmazlığının çözümü için Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu işin yapılan işi ayıplı bırakarak bitirdiğini, beyan ederek, Davacı tarafından açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli davanın ve davacı taleplerinin; alacak konusu işlerin ayıplı ve yarım yapılması nedeniyle reddini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. -------- Sulh Protokolünde Özetle; Tarafların karşılıklı sulh olup anlaştıkları ve birbirlerinden herhangi bir alacak talepleri bulunmadığı görüldü. Davacı vekilince----- tarihli dosyadan taraflar arasında sulh olunduğundan davadan feragat ettiklerini bildirir beyan dilekçesi sunulduğu anlaşıldı. Davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde feragat özel yetkisinin bulunduğu görüldü....
Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın vekalet sözleşmesinden kaynaklı avukatlık ücret sözleşmesine istinaden açıldığını, sözleşmenin yapılış tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafa vekalet ücretinin tamamen ödendiğini, buna dair ödeme makbuzlarını dosyaya ibraz edeceğini, davacının karşı taraf vekalet ücreti ve müvekkilince yapılan yargılama giderini aldığını, davacı yanın alacaklı olması durumunda açılmış bulunan tapu iptali ve tescil dosyasının kesinleşmesi akabinde açılması gerektiğini, davanın o dönem açılmadığını, doların bu denli arttığı bir dönemde 6,3200 kuru üzerinden açılması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı T3 davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Davacı, davalılardan muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açmak üzere vekalet almış olup taraflar arasındaki vekalet sözleşmesi, davalıların ticari ya da mesleki faaliyeti gereği kurulmamıştır....
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Eda DAVA TARİHİ : 02/07/2021 KARAR TARİHİ : 13/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2022 Mahkememize açılan Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Eda davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında Keban-Arapgir-Divriği yolunun yapım işi kapsamında yer tünellerin yapım işi için onaylı projeler üzerinden anlaşmaya varıldığını iki sözleşme imzalandığını, imzalanan sözleşmeler gereği davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek öncelikle davalının yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarının ihtiyati haciziyle, şimdilik 50.000,00 TL gecikme cezası ve geçmiş dönem SGK borçları alacak kalemlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE: Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak iddiasına dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 5. maddesinde ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır. Eldeki dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı olup mutlak ticari dava olarak nitelendirilebilecek davalardan değildir. Davanın nispi ticari dava olarak kabul edilmesi için ise; uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Davacının ve sigortalısının tacir olduğunda tereddüt yok ise de davalının gerçek kişi olduğu, davalıya ait aracın hususi otomobil olduğu, davalının tacir olduğuna dair delil bulunmadığı, bu nedenlerle uyuşmazlığı çözme görevinin genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Tüm dosya kapsamından; dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan genel haciz yoluyla takipte itirazın iptali istemine ilişkindir. TMK m. 6 ve 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesi uyarınca ispat yükü, davacı alacaklıda olup, alacağın varlığını usulüne uygun ve birbirini teyit eden deliller ile ispat etmekle yükümlüdür. Davacı icra takibine konu 1 adet faturayı sunmuş, ticari defterlerini ibraz etmiştir. Az yukarıdaki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının anapara alacak tutarının 4.545.64 TL ve işlemiş faiz alacağının 1.081.61 TL olmak üzere toplam 5.627,25 TL alacağı ticari defterler ile belirlenmiş olup davalı ihtaratlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/790 Esas KARAR NO : 2023/135 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/11/2022 KARAR TARİHİ : 08/03/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı arasında sözlü olarak yapım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre davacı ile davalı şirketin müteahhitliğini üstlendiği Muğla/Menteşe .......
Somut olayda; dava taşıt kira sözleşmesinden kaynaklı alacak kapsamında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yönelik olup anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, HMK'nın 115. maddesi gereğince yapılan incelemede mahkememizin görevli olmadığı, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmadığı ve tamamlanmasının da mümkün olmadığı saptanmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....