Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinin "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir ...." hükmünü haiz olduğu, davanın manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağı miktarını kendilerinin belirleyebileceği ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunduğu, manevi tazminat isteminin manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmı veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı...

    itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      de temerrüd tarihi olan 24/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar ..., ... ve ... için maddi tazminat talebi, mütevvefa için defin cenaze yol masrafı olan 250,00 TL alacak talebi, davacı ... için çalışamamaktan kaynaklı 250,00 TL alacak talebi ile tüm aile bireylerinin tedavi, yol ve ilaç giderlerinden kaynaklı 250,00 TL alacak talebi yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... ... için 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatı olay tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Turizm Ltd. Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... Tur. Sey....

        Bu açıklamalardan olarak somut olayda; asıl alacak olan ... kazasından kaynaklanan manevi zarar alacağının Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.md) gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi bulunması, asıl alacağın(tazminat alacağının)zamanaşımına uğramadığı durumda faiz alacağının da zamanaşımına uğramayacağı ve faiz alacağının asıl alacak ödenmedikçe hergün işleyen ve zaman geçtikçe doğan bir alacak olması hususları gözetildiğinde davaya konu faiz alacağı talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yapılacak ...;davacının faiz istemi bakımından talebinin zamanaşımına uğramadığının kabulü ile faiz alacağını hesaplatmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşananın acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir....

            Öğretide ve Yargıtay Kararlarında manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yoluyla da talebin artırılamayacağı benimsenmektedir. Manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Ödemenin uzaması, paranın değerindeki düşüşler, enflasyon nedeni ile alım gücünün azalması gibi etkenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsilinin, zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez. O halde manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yolu ile tespiti de istenemez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ......

              şeklinde gerekçeyle, manevi tazminatın belirsiz alacak davası veya kısmi dava yoluyla istenemeyeceğini belirtilmiştir. Yine --------- kararında; "Davacı taraf dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatı birlikte talep ederek ----- miktarı harçlandırmıştır. Bu durumda ------------ miktarın maddi ve manevi tazminatı kapsadığının kabulü gerekir. HMK nın 107. maddesine göre manevi tazminat davası belirsiz alacak olarak açılamaz ve manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği de dava dilekçesinde gösterilen miktar sonradan artırılamaz....

                Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki-alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ipoteğin fekki ve alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  Ancak bu durum dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak dava açılmasına engel bir hal olmayıp, manevi tazminatın bölünemezliği ilkesine aykırı değildir.(Yargıtay 4. HD'nin 2021/3466 E, 2021/5483) Öğretide ve Yargıtay Kararlarında manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yoluyla da talebin artırılamayacağı benimsenmektedir. Manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01/03/2006 tarih ve 2006/2- 14 E, 2006/26 K. sayılı ilamı)....

                  UYAP Entegrasyonu