Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen davalı vek.Av.... ile davalı-birleşen davacı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Dava, sözleşmede kararlaştırılan nitelikte mal teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
ye ait istasyonda muayene edilerek muayeneden geçmiş olduğu, aracın en son muayenesinin 13/05/2011 yılında yapıldığını, davacının 2 yıllık araç muayene süresinin geçmesinden sonra aracının muayenesini yaptırmak üzere Silifke İlçesinde bulunan ...’e götürdüğünü fakat aracın kaputunda yazan azami ağırlık ile Trafik Tescil belgesinde yazılı azami ağırlığın birbirini tutmadığı gerekçesiyle aracın muayeneden geçmediğini, muayene edilmeyen araçların trafiğe çıkamayacağını, araçtaki bu hatanın Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun uyarınca ayıplı mal olduğunu ileri sürerek uğramış olduğu zarara karşılık aracın ikinci el piyasa değeri olan 17.000,00 TL maddi tazminat 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı mal nedeniyle araç bedelinin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Talep, ayıplı ürün satışından kaynaklı maddi-manevi tazminat davasında istenen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik karara karşı istinaf başvurusudur. 28.11.2020 tarihinde gerçekleşen tek taraflı ve davacı T2 özellikle baş ve boyun bölgesinden yaralanması ile sonuçlanan motorsiklet kazasında, kullanılan Shoeı marka Neotec 2 Splıcer TC-6 model kaskın ayıplı olduğu iddia edilerek, satıcı firmayla ithalatçı firmaya husumet yöneltildiği, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcraf İflas Kanunu’n (İİK) 257’nci maddesinde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nın 257/I. hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nın 257/II’deki kuraldır....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleşen dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerinin murisleri ... ve ...’un şofbenle banyo yaparken 13/10/2006 tarihinde vefat ettiklerini, olay nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, manevi üzüntüye kapıldıklarını, davalılar tüp, şofben üreticisi ile sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ve 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamları mevcuttur. İstanbul Anadolu 6....
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalının ticari faaliyeti kapsamında araç satışını gerçekleştirdiği, aracın satışından sonra ayıplı olduğunun anlaşılması nedeniyle araca yapılan giderlerin ve bu nedenle uğranılan maddi zararın davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalının ise yasanın yaptığı “satıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ......
Oto Servis ve Tic. A.Ş. aleyhine 30/05/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/03/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, davalının ithal edip dağıtımını yaptığı aracın ayıplı üretildiği iddiası ile uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2014 NUMARASI : 2012/302-2014/120 Uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı davaya konu ürünlerin ayıplı olması nedeniyle dava dışı müşterisi nezdinde ticari itibar kaybettiğini ve manevi zarara uğradığını ileri sürmüş ve bu nedenle manevi tazminat talep etmiş ise de, ayıplı mal satışı nedeniyle sadece davacının mal varlığının zarara uğradığı, kişilik haklarının zedelenmesinin söz konusu olmadığı, manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok, kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK'nın 49. ve TMK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Somut olayda da işin ayıplı imal edilmesi sebebiyle zararın doğduğu iddia edilmiş buna göre manevi tazminat istenmiş ise de davacının bu yöndeki talebi mal varlığına yönelen bir eylem niteliğinde olup açıklanan olgulara göre değerlendirilerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken manevi tazminat talebinin de iş bedeli alacağı içerisinde kabul edilerek kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir....