Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

    Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir. A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır....

      Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir. A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır....

        (HUMK'nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK'nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/382 Esas KARAR NO : 2022/787 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/06/2021 KARAR TARİHİ : 29/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı -----ile ----- arasında 18.03.2014 tarihinde ------eski plaka) plakalı, ------ Marka olan aracın sözleşmesi,-----yevmiye numaralı işlemi ile 40.000,00 TL bedel ile satış gerçekleştirildiğini, aracın satışı ile birlikte taraflar arasında 18.03.2014 tarihinde ------- yevmiye numaralı işlem ile 40.000,00 TL bedel ile alınan aracın borcu açısından bir rehin sözleşmesi gerçekleştirildiğini ve bu borç karşılığında müvekkili olan davacı tarafından------ plakalı aracı borçlu olarak rehin ettiğini, rehin alacaklısının ise yine satış sözleşmesinde, satıcı sıfatını haiz olan ------- olduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşma...

            DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/07/2021 KARAR TARİHİ : 24/11/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı şirketin; ... ili .......

              Mahkemece, toplanan delillere göre, taraflar arasında mal alım satımından kaynaklanan bir ticari ilişkinin bulunduğu, takibe konu toplam bedeli 18.680.67 TL.tutarındaki 13 adet faturadan 09.05.2012 tarih 01874 nolu 640.07 TL.bedelli fatura hariç diğer 17.968.60 TL.tutarlı 12 adet faturanın davalı ticari defterinde yer aldığı, işletme defteri usulü olarak faturalara istinaden yapılan ödemelerin yer almadığı, bu nedenle davalının takip konusu faturalara ilişkin yapmış olduğu ödeme varsa bile bunların davalıya ait işletme defterinde tespit edilemeyeceği, davalı tarafından davacı tarafça da kabul edilen 5.000.00 TL.tutarlı çek ödemesi dışında davalının davacıya yapmış olduğu ödemelere ilişkin herhangi bir belgenin tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun....İcra Dairesi’nin 2013/3298 sayılı takibine ilişkin itirazının iptali ile takibin devamına, 2.721.73 TL.icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/204 Esas KARAR NO:2023/324 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:23/03/2022 KARAR TARİHİ:04/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu kapsamda davalıya farklı tarihlerde faturalar keşide edilerek gönderildiğini, ticari ilişki uyarınca ------ tahsil edilememesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek, davalının yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

                  Maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davacının işletme esasına göre defter tuttuğu, ticaret odası kaydını mevcut bulunmadığı, işin mahiyeti gereğince ticari işletme boyutunda da olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine, HMK 2. madde gereğince talep halinde genel görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                    Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve asliye ticaret mahkemelerinde görülebilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) veya TTK'da (veya maddede sıralanan) hususlardan doğması (mutlak ticari dava) gerektiği, eldeki davanın taraflar arasındaki temsil ilişkisinin kötüye kullanılmasından (ve haksız fiil temelli) kaynaklanan alacak davası olduğu, yine her ne kadar davanın Borçlar Kanunu'nun ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554 ilâ maddelerinden kaynaklandığı düşünülebilir ise de, davacı tarafından davalının rolünün pazarlamacılık olarak beyan edildiği, pazarlamacının bu kapsamda olmadığı ---------- bu sebeple davanın mutlak ticari dava olmadığı, bu sebeple davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması gerektiği...

                      UYAP Entegrasyonu