Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    Köy civarı Mevkii, 185 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hak ve 12/40 hissesini taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini ve satış bedelini de peşin olarak aldığını, davalı T3 Tekirdağ 2. Noteri tarafından düzenlenen 28.12.2004 tarih ve 1447 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın satışının yapıldığını, davacının yaklaşık 16 yıldır kesintisiz ve fasılasız olarak söz konusu parseli tarla olarak işlemekte olduğunu, ancak anılan taşınmazdaki davalının hissesinin satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden bugüne kadar müvekkiline devrini yapmadığını, dava konusu tarlada hissesi bulunan Hüseyin Aydemir'in mirasçıları tarafından Tekirdağ 1....

    DAVA : Tazminat (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/10/2014 KARAR TARİHİ : 25/11/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA VE İSTEK : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Müflis ...İnş ve Tesisat A.Ş. den aldığı dairenin teslim edilmemesi nedeniyle başka dairede oturmak zorunda kaldığını belirterek kira bedeli ile eksik imalattan kaynaklanan fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak üzere 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir CEVAP VE SAVUNMA : Davalı kooperatif vekili, müvekkilinin zarardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Somut olaya gelince;davalıların murisi ... 05.06.1970 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ...,...,... hudutları dahilinde vaki ve kain aslen Belçika vatandaşı... namındaki şahsa ait iken diğer şahıslarla birlikte satın aldığı 2/155 hissesini dava dışı ...'ya satmayı vaadetmiştir. Dava dışı ... ise resmi şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkını TBK’nın 183. maddesinde yer alan alacağın temliki hükümleri gereği adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacakların devri sözleşmesiyle 17.06.2011 tarihinde davacıya devretmiştir. Re'sen düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkın satış vaadinde bulunanın rızası aranmaksızın üçüncü kişiye temlik edilebilecek olup, yazılı biçimde yapıldığından TBK'nın 184. maddesi gereğince temlik sözleşmesi geçerlidir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken 05.06.1970 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu edilen Belçika vatandaşı ...'...

        Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiği ve zilyetliğinin de davacıya devredildiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....

        İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; uyuşmazlığın resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında görevli asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini, davanın konusunun, taraflar arasında adi bir şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olduğunu, taraflar arasında dava konusu taşınmaz ile ilgili hem kira sözleşmesi hem de satış vaadi sözleşmesi bulunduğunu, her iki sözleşmenin maddelerinin, hükümlerinin ve yaptırımlarının birbirinden farklı olduğunu, davacı taraf olarak taleplerinin taşınmaz satış vadi sözleşmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme alacağı olduğunu, satın alma tarihine kadar bu yerde faaliyette bulunabilmek için aynı zamanda bu yerin davalıdan kiralanmasının gerektiğini, bu maksatla taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin başında taraflarca binaya biçilen değer 20.000.000,00 TL iken, bina inşaatına müvekkili şirket tarafından yapılan harcamanın ise yaklaşık 65.000.000,00...

          Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklana tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, tarafların sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu