Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Dosya kapsamında mevcut 11/10/2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesi incelendiğinde, konusunun ..satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borcun bu sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle belirlenmesi ve teminatlandırılması olduğu, 3.m. uyarınca sözleşme tarihi itibariyle borcun 5.030.820,00 USD olduğu, işleyecek faiz, cezai şart ve diğer alacak haklarının saklı tutulduğu, davalının davacıya olan borçlarının varlığını, tutarını ve davacıya ödemeyi kayıtsız şartsız ve gayrikabili rücu olarak kabul ettiği, satış vaadi sözleşmesi uyarınca verilen teminatlara ek olarak ... A.Ş.’nin borca kefil olmayı kabul ettiği, 5.1. m. uyarınca bu sözleşmenin….satış vaadi sözleşmesinin eki niteliğinde olduğu ve davacının teminatlarını güçlendirmek üzere akdedildiği, satış vaadi sözleşmesinin veya borcun temdit veya tecdidi anlamına gelmeyeceği hususlarının düzenlendiği görülmüştür. TBK’nın 237.m. uyarınca taşınmaz satışı vaadi sözleşmeleri resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz....

    Mahkemece, satış vaadine konu taşınmaz kısmının ifrazının mümkün olmadığı, davacıların imar uygulamasına itirazda bulunmadıkları ve aradan geçen uzun süreden sonra satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın kullanılmasının iyiniyetli görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 17.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen gayrimenkul satış vaadine konu alanın imar uygulaması sonucunda bir kısmının yolda, bir kısmının ise davalı adına kayıtlı 1887 ada 10 parsel ile 2013 ada 12 parselde kaldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesine konu yerin belirli olma unsurunu taşıdığı görülmektedir....

      İlk derece mahkemesinin 06/09/2022 tarihli ara kararı ile; talebin taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasında davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına yönelik olduğu, taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde zemin kat 1 ve 2 numaralı bağımız bölüm dairelerinin davacıya ait olacağı, binadaki mal sahibine ait dairelerin sözleşme tarihinden itibaren 36 ay içerisinde teslim edileceği hususlarının kararlaştırıldığı, sözleşme tarihinin 14.11.2016 olduğu, ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği belirtilerek, davacı vekilinin 15.000,00 TL tutarında nakdi teminat karşılığında davalının menkul ve garimenkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK'nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulması talebinin kabulüne karar verilmiştir....

      Dava, noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, dayanılan satış vaadi sözleşmelerinin noterde yapılması nedeniyle geçerli sözleşmelere dayanıldığı, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

      Davalı, satış vaadi sözleşmesi üzerinden on yıldan fazla zaman geçtiğini, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının satış vaadi sözleşmesinden davalıya bahsetmediği ve devri için de talepte bulunmadığı, on yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

        Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. İfanın imkansız olduğu durumlarda da ödediği bedelin iadesini talep edebilir. Somut olay incelendiğinde; davaya konu Malatya 3....

        DAVA :Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/03/2022 KARAR TARİHİ : 11/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2022 Mahkememize açılan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı ... ile ... tarihinde Kayseri ... Noterliği'nde taraflar arasında düzenlenme suretiyle satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davalının; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Pafta, ... Ada, ... Parsel'de kayıtlı bulunan ... Blok, ... Kat, ......

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          UYAP Entegrasyonu