Davacı taraf taşınmaz üzerindeki muhdesat meydana getirildikten sonra taşınmazda paydaş olmuş ise, bu satın alma ile ancak taşınmaz üzerindeki muhdesatın da aynı oranda payını satın almış sayılır. Muhdesatın mukadderatı arza tabi olduğundan ve muhdesatın arzından ayrı satışa konu edilmesi mümkün olmadığından muhdesatın tümünün kendisine ait olduğunu öne süremez. Bu halde ancak taşınmazdaki payını davacıya satan kişiler ile taşınmazda halen paydaş olan davalı taraf aleyhine koşullarının varlığı halinde B.K.nun 60/1. maddesinde öngörülen haksız zenginleşme hükümlerine göre alacak davası açma hakkı bulunmaktadır. Bu nitelikteki dava ise eda davası niteliğindedir. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Dava Türü : Alacak 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1 inci maddesine göre oluşturulan Devir Tasfiye Paylaştırma Komisyonu'nun .... Belediyesi ile .... İl Özel İdaresi'nin alacak, borç, taşınır ve taşınmaz malları ile haklarının ayrıca personelinin devir, tasfiye ve paylaştırılmasına ilişkin kararının tüm ekleri ile birlikte .... Valiliğinden getirtilerek eklenip gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,26/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esenyurt İlçesi, Kapadık Köyü, 382 no'lu adada bulunan taşınmaz üzerine inşa edilecek Swissotel Kozapark Rezidanslarında KPSO Blok, L 41....
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi hata kaynaklı düzeltim talebinin kabul edilerek "Bu taşınmaz payı üzerinde davacıya İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2005/10265 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına," bendindeki 2005/10265 sayılı yerine 2005/10261 olarak düzeltilerek "Bu taşınmaz payı üzerinde davacıya .... İcra Müdürlüğü'nün 2005/10261 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına," şelinde hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 7.684,88 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde temyize konu taşınmaz için 10.000 TL talep edildiği, yargılama sırasında taşınmaz için talebini 71.991 TL olarak artırdığı,İlk Derece Mahkemesince taşınmaz için 56.850 TL alacağa hükmedildiği, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin taşınmaz yönünden istinaf başvurusu kabul edilerek, davacının taşınmaza yönelik alacak isteminin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından temyiz edilen bölüm yönünden 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir....
dilekçesi sunarak talebini 24163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden belirsiz alacak niteliğinde, 5.000,00 TL alacak davasına dönüştürmüştür....
daki taşınmaz için 38.000-TL ve ...'deki taşınmaz için 24.000-TL olmak üzere toplam 62.000-TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine dair ikinci kararı, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairenin 13.09.2012 tarih, 2012/982 Esas-2012/7378 Karar sayılı ilamı ile ...'deki taşınmaz yönünden onanmış, ....'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olup hiçbir bağlayıcılıklarının bulunmadığını, davacının tapu iptal ve tescil istemini dayandırdığı adi yazılı sözleşmenin bu nedenle geçersiz olduğunu, bu sözleşmenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak da yorumlanamayacağını, kaldı ki taşınmaz satışı veya taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin konusunun belirli bir taşınmaz olması gerektiğini, somut olaydaki adi yazılı belgede taşınmazın belirlenebilir dahi olmadığını, davacı ile müvekkili şirketin önceki müdürünün projesi 2018 yılında onaylanan inşaattan 1+1 daire almak için anlaştıklarını, ancak bu projenin iptal olduğunu, davacının mağdur olmaması için 816 ada 13 parsel, 3 nolu bağımsız bölümün farkı ödenmek koşuluyla 200.000,00- TL bedelle satıldığını, dairenin davacıya devredildiğini, yapılan adi yazılı sözleşmenin...
- K A R A R - Şikayetçi vekili, borçlu aleyhinde konut finansmanı borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapıldığını, taşınmaz üzerindeki ipoteğin şikayetçi banka nezdindeki tüm risklerin teminatı olmak üzere düzenlendiğini, müvekkili banka alacağının limit ipoteğine dayandığını, kalan paranın imtiyazlı alacak olarak kendilerine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4593 E. sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinin iptaline ve kalan ipotek alacak miktarının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunanlar, usulüne uygun cevap dilekçesi sunmamıştır....
bulunan kişiden bu sebebe dayalı alacak talebinde bulunulamayacağı gözetildiğinde davanın henüz dilekçeler teatisi aşamasında olup davacının katılma alacağına konu ettiği bu taşınmaz üzerinde alacağının mevcut olup olmadığı yönünde henüz delillerin toplanmamış oluşu hususları bütün olarak gözetildiğinde somut olayda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinden söz edilemez....