Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanun metninin kaleme alınış şekli itibarı ile anlatım ve ifade yerleşiminin tam olmadığı görülse de “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” dava açılmadan önce denilmek sureti ile kriter olarak alacak ve tazminat talebi öngörülmüştür. Kanun alacak ve tazminat davası ibaresini bilinçli olarak tercih etmemiş bu tür taleplere ait dava türü ayırt etmeksizin arabuluculuğa başvurmayı dava şartı olarak düzenlemiştir. Gerekçeden ve metinden sadece alacak ve tazminat istemli davaların dava şartı arabuluculuk dava şartına bağlandığı sonuç çıkmamakta, alacak ve tazminat istemleri hakkındaki açılacak tüm davaların arabulucuk dava şartına bağlı olduğunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin anılan düzenlemede yer almamaktadır. İİK.'na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır....

    G E R E K Ç E Uyuşmazlık, birlikte çekilen kredinin ödenmemesinden kaynaklı sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebi ile evlenme vaadi ile resmî nikâh olmaksızın birliktelik sonrası gerçekleşen ayrılığa dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince alacak davasında dava konusu alacakların belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu sebebi ile usulden red, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı her iki taraf da istinaf isteminde bulunmuşlardır. 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; HMK'nun 357....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, ecrimisil tazminat ve alacak isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 3.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      TTK'nun 5/A maddesi; "(1)Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmünü düzenlemektedir. Görüldüğü üzere, 6102 Sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesinde, Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda arabuluculuk, dava şartı olarak belirlenmiştir. Anılan maddenin gerekçesinde, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesinin amaçlandığı belirtilmiştir....

        miktarının sözleşmenin eki ücret sözleşmesi ile aylık ücretin belirlendiği, davacının sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihine göre bu talebini hesaplayabileceği, davacı tarafından talep edilen tazminat taleplerinin hesap edilebilir nitelikte olduğu, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ... poliçe numaralı trafik ksigortası kapsamındaki sorumluluğunun kişi başına 200.000,00TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin manevi tazminat yönünden sorumluluğu bulunmadığını,... poliçe numaralı kasko sigortası kapsamındaki sorumluluğu trafik sigortası limitleri üzerinde kalması halinde 100.000,00TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin her iki kasko kapsamında sorumluluğunu eksiksiz yerine getirdiğini, noter masraflarından ve manevi tazminat yönünden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Dava; Kasko poliçesinden kaynaklanan tazminat ve bedelinin eksik ve geç ödenmesi nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasına dayalı rücuen alacak davasıdır....

            -- için yaşamış olduğu üzüntü ve uğradığı manevi zararın tazmin amacıyla ----manevi tazminat, Müvekkil ----- yaşamış olduğu üzüntü ve uğradığı manevi zararın tazmin amacıyla ----- manevi tazminat, Maddi-Manevi Tazminat Alacaklarının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              Davacı vekili 02/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ; belirsiz alacak davası olarak açılan revizyon ve parça değişimi bedelini 46.773,55 TL, 2. Makine için ödenen berelin ise 30.000 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekili 04/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ; belirsiz alacak davası olarak açılan davayı toplamda 10.000,00 TL'lik alacak taleplerini toplamda 76.773,58 TL'ye yükselterek davayı 66.773,55 TL ıslah etmiş bulunduklarını beyan etmiştir. Davacı vekili 16/07/2021 tarihli dilekçesi ile ; dava dilekçesi ile talep ettikleri manevi tazminat ve mahrum kalınan kar taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiştir. Davalı vekili bila tarihli beyan dilekçesi ile; davacı tarafın manevi tazminat ve mahrum kalınan kar taleplerinin geri alınmasına ilişkin taleplerine muvafakat ettiklerini beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tazminat ve alacak isteminden ibarettir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ... ile ... aralarındaki alacak davasının reddine dair .... .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ........2014 gün ve 191/338 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlenme nedeniyle davalının isteği ile davacının işten ayrıldığını belirterek kazanç kaybı nedeniyle oluşan 50.386.54 TL tazminat ile evlilik birliği içerisinde edinilen davalı adına kayıtlı aracın yarı değerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, aracın evlilik birliği içinde edinilmediğini ve davacının işten kendi isteğiyle ayrıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

                  ödenen bir alacak olmayıp tazminat niteliğinde olduğunu, son brüt ücretinin hatalı hesaplanması üzerine emeklilik aşamasında kendisine 1 sefere mahsus verilen tazminat niteliğinde olan ek ödeme tazminatı ve yıllık izin ücretinin de düşük hesaplanmasına neden olduğunu, davaya konu edilen ek ödeme tazminatının işçilere emeklilik zamanında ve bir sefere mahsus ödenen bir tazminat olduğunu, bu durumda dönemsel nitelik taşımayan tazminat açısından 2013 yılında geçerli olan zamanaşımı 10 yıllık olduğunu, yine yıllık ücretli izin bedelinin 10 yıllık olduğuna dair onlarca Yargıtay kararı bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için yıllık ücretli izin alacağına uygulanacak zamananaşımı süresinin 5 yıl olduğu kabul edilse dahi, bir sefere mahsus sadece emekli olurken ödenen ek ödeme tazminat alacağı yönünden her halükarda kabul kararının verilmesi gerektiğini, ek ödeme tazminatının ücret niteliğinde bir alacak olmadığı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile sabit hale geldiğini, ek ödeme...

                  UYAP Entegrasyonu