KARAR Davacı, davalının malik olduğu taşınmaz hissesini ... Noterliği'nin 23/07/2009 tarih ve 5593 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satış bedelinin tamamını ödediğini ve tapusunu aldığını ancak davalının bakiye satış bedelinin tahsili için aleyhine takip başlattığını ileri sürerek bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve sonrasında imzalanan adi yazılı sözleşmede davacının bakiye satış bedelini tapu devrinden sonra ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ancak tapu devredilmesine rağmen ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının ......
Şti isimli şirkete ait istasyon olduğunu, yapılan satış işleminin muvazaalı olmadığını, kardeş olmalarına rağmen davalı...’in yurtdışında doktor olarak görev yaptığını, taşınmazları üzerindeki 410.000 YTL ipotek ve haciz ile satın aldığını bu sebeple satış bedelinin 60.000 YTL olarak değil 470.000 YTL olarak kabul edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan istasyonun diğer ortağın hissesine isabet eden alanda kaldığından gerçek bedelin daha yüksek olduğunun söylenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalıya usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre davalılar arasında yapılan satış işleminin iptaline karar verilmiş hüküm davalı... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibari ile davacı tarafından İstanbul, Büyükada, 179 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazda davacı T1 24/144 oranında pay sahibi olduğunu, diğer davacı Maksume Sırmalı'nın da aynı taşınmazda, 12/144 oranında hissesi bulunduğunu söz konusu taşınmaz için davacı T1 24/144 hissesine isabet eden toplam 65.971.33 TL, diğer davacı Maksume Sırmalı'nın 12/144 oranında hissesine isabet eden 32.985.67 TL taviz bedeli ödendiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davacıların ödemiş oldukları taviz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesi yönünde karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacı, dava konusu taşınmaz üzerindeki vakıf şerhi nedeniyle davalıya ödediği taviz bedelinin iadesini talep etmektedir....
Mahkemece satış kararı verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....
Ancak; Muris ... mirascılarının tamamı davacı olmadığı ve davacılara isabet eden bedelin hüküm altına alınmış olmasına rağmen murise isabet eden tüm payın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, muris .... payı 16/144 olduğu ve bedeline hükmedildiği halde 6/144 payın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verildiği ve muris ...’in taşınmazda 18/576 ve 15/144 oranında payları olup, bu payları oranında mirasçı-davacılar payları karşılığı bedele hükmedildiğinden; mirasçı-davacılara isabet eden payın iptal edilmesi ile yetinilmesi, gerekirken, yazılı şekilde sadece 18/576 payının tamamının iptaline karar verildiği anlaşılmış olup, bu hususlar kamu düzenine ilişkin olduğundan ve re’sen gözetilmesi gerektiğinden, İstanbul bölge Adliye Mahkemesi 39....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, geçerli taşınmaz satış sözleşmesi sonrası, taşınmazın satış bedelinin davacı hissesine düşen kısmının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eldeki davada davacı, miras yoluyla intikal eden kavakların satılmasından dolayı, hissesine düşen bedeli istemektedir. Her ne kadar mahkemece, söz konusu kavakların parasının alınması olayı ile ilgili davalının herhangi bir ilişiğinin bulunmadığı, dava konusu kavakların bedelinin davalı tarafından alınmadığı benimsenmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının bizzat cevap dilekçesinde, paranın kendi kasasında olduğu, davacıya 6.000TL ödemeye hazır olduğu belirtilmiştir. Davalının bu beyanı ikrar niteliğinde olup davalıyı bağlayıcı niteliktedir. Hal böyle olunca, davacının hissesine isabet eden bedelin belirlenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksi kanaatle, davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Sulh Hukuk Mahkemesi satış memurluğunun 2020/21 Satış dosyası üzerinden borçluya intikal edecek dosya alacağına 30/11/2020 tarihinde haciz koydurduklarını, satış işlemleri gerçekleştikten sonra satış memurluğunca borçlunun hissesine düşen paranın hangi dosyaya ödenmesi gerektiğine yönelik olarak Edirne İcra Müdürlüğünün 2019/14835 Esas sayılı dosyası üzerinden sıra cetveli yapılması istendiğini, icra müdürlüğünün 30/11/2020 tarihli hacizlerini yok sayarak hukuka aykırı bir şekilde satış memurluğunca borçlunun hissesine isabet eden paranın Edirne İcra Müdürlüğünün 2019/835 Esas sayılı dosyasına ödenmesi için müzekkere yazılmasına karar verdiğini, bu kararın yasaya aykırı olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Bu nedenle; iş bu dosyada kamulaştırmaya konu 1.215,76 m2 lik kısmın belirlenen kamulaştırma bedelinden davalı ... hissesine isabet eden, 360.321,36 TL bedelden, daha önce değer azalışı verilen 76.211,82 TL nin mahsup edilip, davalı ... hissesine isabet eden kamulaştırma bedelinin 284.109,54 TL, davalı .... hissesine isabet eden miktarın ise 315.641,20 TL olmak üzere toplam kamulaştırma bedelinin 599.750,74 TL tespiti ile, acele el koyma dosyasında bloke edilen bedelin mahsubu sonucu oluşan fark kamulaştırma bedeli 23.275,55 TL nin ise davalı Mustafa Aydın a ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi , - Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. 3. ve 4. bendlerinin tümüyle çıkartılmasına ,yerlerine sırasıyla; a)Davalı ... hissesine isabet eden kamulaştırma bedelinin 284.109,54 TL, davalı Mustafa Aydın hissesine...
Davacı, davalının vekalet görevinin kötüye kullanarak muris babasından intikal eden taşınmazı 3. kişiye devrettiği halde satış parasından hissesine düşen bedeli ödemediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2009 tarihli verasetin iptali kararında belirlenen davacı hissesi esas alınarak, davacının hissesine isabet eden bedelin davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekilin vekaleten tapuda işlem yaptığı 26.09.2008 tarihli resmi senette davalı adına vekaleten yapılmış bir satış işlemi bulunmamaktadır. Davacı ... Noterliğinin 30.04.2008 tarihli vekaletnamesi ile davalıyı vekil tayin etmiş, ancak davalı dava dışı ... oğlu 1965 doğumlu ... tarafından verilen 29.05.2008 tarihli 14765 yevmiye nolu vekaletnameye istinaden ... oğlu ... adına tapuda resmi satışı gerçekleştirmiştir....