Noterliği'nin 19/04/2002 tarih ve 2984 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi, davalı T3 ise Çatalca 1....
Davacı vekili, davalıların Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,.. parselin tamamını 100.000,00TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini ise 75.000,00TL bedel karşılığında müvekkiline sattıklarını, ilgili satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin nakit ve peşin olarak ödendiğinin ve taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin davalılara noter aracılığıyla çektiği ihtarnameye rağmen hisse devirlerinin yapılmadığını belirterek satış vaadi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hisselerinin rayiç değerlerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, rayiç değer tespitinin mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 175.000,00 TL'nin satış vaadi sözleşmesinin...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.02.2014 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 30.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Taraflar arasına düzenlenen satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmış olup geçerli bir sözleşme olduğundan taşınmazın 3. şahsa satılması nedeniyle ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle belirlenecek rayiç değerini tazminat olarak isteme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki bu bedel ödediği miktara orantılı olmalıdır. Mahkemece davacının ödediği miktarın ve satış bedeline oranının tespiti ile bu oranın 3. şahsa satış tarihindeki rayiç değere uygulanması sonucu bulunacak bedele hükmedilmesi gerekmektedir. Oysa ki mahkemece taşınmazın dava tarihindeki değerine göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz olunan kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş isede duruşma pulu alındığına dair bilgi ve belge olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı... İnş. Ltd. Şti’den 1 adet daireyi 16.06.2004 tarihli özel satış sözleşmesi ve 21.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satım bedelinin 49.700,00 TL’sinin ödendiğini ancak konutun teslim tarihinin geçmesine rağmen teslim edilmediğini ileri sürerek 21.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödenmiş olan 49.700,00 TL bedelin avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir....
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/05/2021 KARAR TARİHİ : 01/12/2022 G....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilirTaşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma kuralı" ile bağdaşmayacağından dinlenmez.Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....
Somut olaya gelince, davalı vekili davacının dava konusu taşınmazdaki payını 13.02.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile üçüncü bir şahsa sattığını, bu sebeple önalım hakkının kullanamayacağını ileri sürmüştür. Mahkemece de sözü geçen satış vaadi sözleşmesi ile kendi payını dava dışı üçüncü kişiye satmayı vaat eden davacının TMK'nın 2. maddesi gereğince iyiniyetli sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 13.02.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacı ...'ın dava konusu taşınmazdaki payını dava dışı .... satmayı vaat ettiği anlaşılmakla birlikte, önalım hakkı tapuda yapılan resmi satış senedi ile kullanılabilir hale geleceğinden ve ortada yasal şekilde önalım hakkından vazgeçme söz konusu olmadığından anılan satış vaadi sözleşmesinin varlığı kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını bertaraf etmez ve davacının kötü niyetli olduğunu göstermez. Bu itibarla davacının yasal önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesince verilen davanın esastan reddine dair hükme yönelik davcı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair olarak BAM tarafından verilen kararın süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ...'ın arsa maliki, ...’nın ise yüklenici olduğunu, davalılar arasında düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, yüklenici olan davalı ... ile aralarında ... 10. Noterliği’nin 26.01.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, satış vaadine konu olan 4 nolu bağımsız bölümün 1999 yılı Temmuz ayının sonunda fiilen teslim edildiğini, eksikliklerin tamamlanarak Aralık 1999 sonuna kadar tapuda devrinin verileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini ancak davalı yüklenicinin ailevi sebepler öne sürerek tapu devrine yanaşmaması üzerine ......
Noterliğinin 21.02.2002 tarih ve 11687 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile C Blok 18 nolu daireyi 4.000 TL. karşılığı diğer davalı ...'ya satmayı vaad ettiğini, davalı ...'ın asilden talimat almadan vekalet yetkilerini kötüye kullanarak rayiç değerin çok altında satış vaadi sözleşmesi yaptığını, taraflar arasında devam eden 16. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2013/62 esas sayılı dosyadaki bilirkişi raporu ile satış tarihleri itibariyle 10 nolu dairenin 110.000,00 TL., 18 nolu dairenin 95.000,00 TL. değerinde olduğunun belirlendiğini, davalı ...'nın da iyiniyetli olmadığını ileri sürerek satış vaadi sözleşmelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....