WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece,davacının davaya konu satış vaadi sözleşmesini davalılar ile değil davalıların vekaleti ile hareket eden ve kendisine satış vaadinde bulunan ... ile imzaladığı,bahsi geçen taşınmazı satın almak üzere 51.100,00 TL bedeli ...'na ödediği, bu doğrultuda da muhatabının ... olduğu, davalıların iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında .......

    Körfez 1.Noterliği'nin 15.12.2011 tarih 20730 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile, davacı ve aralarında davalıların murisi Müzeyyen Ceylan'ın da olduğu kişiler arasında Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Terziler Köyü'nde yer alan 225, 243, 517, 525, 528, 545, 547, 568, 589, 695, 735, 794, 816, 840, 856, 858, 860, 907, 912, 917, 999, 1019, 1130, 1218 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerin 200.000 TL bedelle satımına ilişkin satış vaadi sözleşmesi dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir. Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlarla ilgili Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/392 esas sayılı dosyasında taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği görülmüştür. Müzeyyen Ceylan'ın hissesinin veraset ilamındaki payları oranında paylaştırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

    Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda 5040/40320 oranındaki payın tapu kayıt maliki davalıların murisi ...'dir Adana 5. Noterliğinin 23.05.1989 tarih 13420 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine göre muris Aydın dava konusu taşınmazdaki payının tamamını davacıya satmayı vaat etmiştir. Muris Aydın'ın tapu kaydındaki payı paylı mülkiyet şeklindedir. Murisin ölümü nedeniyle külli halefiyet gereği davanın mirasçılarına yöneltilmesi zorunlu olduğundan mirasçıların elbirliği paydaşları olmaları satış vaadi borçlusunun mirasçıların kendileri olmaması nedeniyle satış vaadinin ifa edilmesine engel oluşturmamaktadır....

      Davacı ...’in davasına dayanak yaptığı 18.2.2002 tarihli sözleşme, taşınmazların kamulaştırılmasından sonra düzenlendiği için satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmadığı gibi kamulaştırma kanununun 31/b maddesinde yer alan “kamulaştırma kararının tebliğinden sonra taşınmaz malın başkasına devir ve ferağ veya temliki yapılamaz" hükmü uyarınca kamulaştırma kararından sonra yapılan 18.2.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesi geçersizdir. Davacı ... bu davada münhasıran satış vaadi sözleşmesine dayanmakta olup,davalılar adına bankaya bloke edilen kamulaştırma parasının tahsilini istediği ve dayandığı satış vaadi sözleşmesi geçersiz olduğu için kamulaştırma bedeli üzerinde her hangi bir talep hakkına sahip değildir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacı ...’in davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır....

        Soruna taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa semen; satışı vaat olunan taşınmazın bedeli, vaat alacaklısının da karşı edimidir. Kuşkusuz taraflar satış bedelini serbest iradeleri ile kararlaştırabilir....

        Davalı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacıyla, satış vaadi sözleşmesi yaptığını, iyi niyetli olarak yapılan satış vaadi sözleşmesinde (2005 tarihli) usulsüzlük olmadığını, Ancak; 03.08.2005 tarihinde satış vaadi sözleşmesi yapmışlar ise de, aradan 14 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, davalı süresi içerisinde satış vaadi sözleşmesini Tapuya Tescil ettirmediğinden satış vaadi bu nedenle semeresiz kaldığını, bu itibarla, davada 10 yıllık zaman aşımının olduğunu ve hak düşürücü sürenin mevcut olduğunu, davacı 14 yıl aradan sonra böyle bir dava açılmasının Yasalara, Yargıtay inançlarına, doktrinlere aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi, her ne kadar taşınmazı 2005 yılında kardeşi olan davacıya vermiş ise de, davacı tapuyu adına tescil yaptırmadığını, kendisinin de taşınmazın devrinden vazgeçtiğini, aralarında tatsız olayların vukuu bulması nedeniyle kendisine ait taşınmazın satışından da vaz geçmiş bulunduğunu....

        Taraflar arasında 23.02.1984 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davalı babası muristen 1198 parsel sayılı taşınmazın kendisine intikal edecek kısmın 500 m2’lik bölümünü davacıya satmayı vaad etmiş ve davacı tarafından satış bedelinin nakden davalıya ödendiği sözleşmede belirtilmiştir. Davacı ile davalılar arasında geçerli bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bulunmakta olup, ifa imkansızlığı nedeniyle taşınmazları devir ve temlik yükümünü yerine getiremeyen vaad borçlularının, ifa edemediği bu edim yerine karşı tarafa yani vaad alacaklısına tazminat ödeme yükümlülüğü söz konusu olacaktır. Davacı, bu durumda şahsi hakkının ifasının imkansız hale getirildiği tarihteki taşınmazın rayiç değerini davalılardan isteyebilir....

          Kat sağ taraf balkonlu daire olarak nitelendirdikleri 9 numaralı bağımsız bölümün mesken olarak müvekkiline teslimi T3 tarafından vaad edildiğini, Yerel mahkeme nezdinde ikame edilen iş bu davada tapu iptali ve tecilinin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkilince ödenen bedelin dava tarihinde ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanmasını ve faizi ile birlikte davalılardan talep edilmesi gerektiğini, dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulünü, 20.02.2017 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu " İzmir ili Buca ilçesi, Adatepe mahallesi, 30 Ada 8 parsel" adresinde bulunan sözleşmede 3.kat sağ taraf balkonlu yük ve hak mahrumiyetlerinden arındırılmış olarak tapu kaydının iptalini, müvekkilini adına tescilini, tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesi...

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Dava konusu 748 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tapuda satış vaadinde bulunan ... adına 1886/2400 oranında paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır....

            Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır.O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri,satım konusu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Demek ki taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım aktinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa, semen; satışı vaat olunan taşınmazın bedeli, vaat alacaklısının da karşı edimidir....

              UYAP Entegrasyonu