Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu olduğu gözetilerek, mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne...

    Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Dosya içeriğinden vergi dairesine olan borçların, murisin şahsi borcu olup olmadığı, ortağı olduğu ... Tekstil İşl. Dış Tic. Ltd. Şti’nin borcundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, murisin şirkette yönetici sıfatının bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece murisin vergi dairesine olan borcunun kaynağı ve ölüm tarihi itibariyle miktarı belirlenmelidir....

      Hukuk Dairesinin E. ve K. sayılı kararı incelendiğinde mirasçıların murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal beyannamesini vermiş olması, yasal süresi içinde verilmemesinin sorumluluk yaratacağı gözetildiğinde bu davranışların mirası kabul anlamına gelmeyeceğinin açıkça belirtildiğini, bu nedenle yerel mahkemenin bu gerekçesinin yerinde olmadığını, yerel mahkemenin kararına gerekçe yapılan bir diğer husus ise Ziraat Bankası Ceyhan şubesi tarafından mirasçılara ödeme yapıldığı hususu olduğunu, yerel mahkemece banka tarafından, taraflarına ödenen paranın niteliği araştırılamadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, banka tarafından taraflarına ödenen para murisin krediye bağlı olarak yaptırdığı Hayat sigortasından gelen bir meblağ olduğunu, yerel mahkemece tarafından Ziraat Bankası Ceyhan şubesine müzekkere yazılarak taraflarına ödenen paranın hayat sigortasından kaynaklı olup olmadığının çok basit bir şekilde öğrenilmesinin mümkün olduğunu...

      Mahkeme 06/08/2021 tarihli tensip kararı ile "HMK.nun 389. maddesi uyarınca telafisi imkansız surette davacının mağduriyetinin engellenmesi için davalı tarafından muris veya davacı aleyhine murisin borcundan kaynaklı açılan icra takibinde bu davanın hitamına kadar davacılar aleyhine işlem yapılmaması için ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davacı mirasçılar aleyhine yürütülen Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2019/14118 Esas sayılı dosya numaralı icra takibinin davacı mirasçılar yönünden mirasın hükmen reddi davasının sonuna kadar tedbiren durdurulmasına" karar vermiştir. Davalı vekili tedbire itiraz dilekçesinde özetle; mahkeme dosyasının 06/08/2021 tarihli tensip tutanağının 27. maddesi gereğince, davacıların Bakırköy 2....

      Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir....

        Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin temsilcisi olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan temsilcisi olarak da şahsi sorumluluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

          Murisin ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz mal varlığını, varsa hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, murisin borcundan dolayı mirasçılar aleyhinde yürütülen takiplere ilişkin varsa icra dosyalarını getirtmek, davacıların mirası kabul, terekeyi sahiplenme anlamına gelen davranışları bulunup bulunmadığını tespit etmek, veraset ve intikal beyannamesi verilip verilmediğini araştırmak, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunun 610/2. maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar vermek olmalıdır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...her ne kadar davacı taraf davacının murisin miras kalan mal varlığı üzerinde edinilmiş pay oranının ve değer artış payı oranının belirlenerek katılma alacağı-değer artış payı oranının tespitine yönelik mahkememizde tespit davası açmış ise de; davacının işbu tespit davasını açmakta kanun koyucunun aradığı '' bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde hukuki bir yararının bulunması'' şartının gerçekleşmediği, muris T1 ile davacı arasındaki evlilik birliğinin murisin ölüm tarihi olan 12/10/2017 tarihinde son bulduğu; mal rejimi tasfiyesinin olası bir alacak davası açılması durumunda ölüm tarihi baz alınarak yapılacağı, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda davacının değer artış payı ve/veya katılma alacağı çıkması durumunda, belirlenecek bu alacak kalemleri terekeye ait bir borç olduğundan miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği, terekeye ait borç ödendikten sonra zaten kalan miktarın mirasçılar arasında paylaştırılacağı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, davalı tarafından adliye koridorunda öldürülen maktulün mirasçılarına ödenen tazminatın rucuen tazmini istemine ilişkin olup, karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozması üzerine verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında bulunduğundan, dosyanın adı geçen Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 04/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            O halde bu hususta uzman bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle murisin aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise; bu halde davacıların borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir gerekçesiyle" hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu