Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasın hükmen reddi ise süreye tabi olmayıp murisin terekesinin borca batıklığının mirasçılar tarafından ileri sürülmesi halinde, murisin tespit edilebilen alacaklıları hasım gösterilmek sureti ile malvarlığı hakkına ilişkin olduğundan HMK'nun 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gereken davalardandır. Uygulamada gerçek red mi, hükmen red mi olduğu karıştırılan bu tür davalarda görevli mahkeme belirlenirken, terekenin borca batıklığının ileri sürülüp sürülmediği hususuna dikkat etmek gerekecektir. Borca batıklık iddiası varsa, hasım gösterilmemiş ve 3 aylık süre içerisinde açılmamış olsa dahi hükmen red olarak değerlendirilip gerekirse murisin alacaklıları yargılama sırasında davalı sıfatı ile davaya dahil edilmek, değer gösterilmek sureti ile Asliye Hukuk Mahkemesince yargılama yapılmalıdır. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır(TMK m. 605/2)....

Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, müteveffa ... ile davalı bankanın Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliğin 6. maddesine göre müterafik kusurlu oldukları, bu kusurlarının yarı yarıya bulunduğu, davalı bankanın vefat tarihindeki kredi borcundan kusuru oranında sorumlu olduğu tutarın 29.564,43 TL. (59.128,86 TL*%50) olduğu, 38.288,67 TL.'lik kredi borcunun ve 3.012,43 TL. de murisin kullandığı başka bir kredinin hayat sigortasından ödenen miktar olmak üzere toplam 41.301,1 TL. ödeme yapıldığı bu durumda 11.736,67 TL fazladan ödeme yapıldığı, dava açılmakla kredi borcunun murisin kusuruna düşen kısmının ödenmemesi yönünde ihtirazı kayıt konulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Av. ... aralarındaki alacak davası hakkında ... Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17/06/2014 gün ve 2012/74-2014/136 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davalı ...' ın yargılama sırasında vefat ettiği anlaşıldığından, mirasçıları yönünden veraset ilamına ve vekaletnamelere dosyada rastlanılamamıştır. Murisin mirasçılarına dair veraset ilamı ile, mirasçılar tarafından verilmiş vekaletnameler var ise temin edilerek dosyaya eklenmesi, aksi halde veraset ilamına göre mirasçılarına gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğ olunarak, yasal temyiz süresi de beklenildikten sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, murisin kredi sözleşmesi sebebiyle mirasçılarına ihtarname gönderildiğini, mirasçıların ihtarnameye itiraz etmediğini, ... İcra Dairesi'nin 2013/308 sayısına kayıtlı icra takibinin yapıldığını, davacılardan ... ve ...'ın itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptali için ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/159 Esas sayılı davanın açıldığını, davacıların yine aynı mahkemenin 2012/537 Esas sırasına kayıtlı sigorta kaynaklı alacak talebinde bulunduğunu, bunun mirası kabullenme anlamına geldiğini, murisin bankanın ... Şubesine olan borcunu 25.09.2012 tarihinde mirasçılarının ödediğini, dava şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinde olduğunu, muris aleyhine ... 3. İcra Dairesi'nin 2011/4586 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, bu dosya için ......

        Mirasçılar hakkındaki takip, mevcut takibin devamı niteliğinde olduğundan, adı geçen mirasçılar için yeniden ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin, takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin mirasçılara tebliği yeterlidir. Böyle yapılmayıp, icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan, mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler. Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara kesinleşmiş takibe rağmen yeniden ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatların muhtıra olarak kabulü gerekir. Mahkemece, somut olay bakımından, yukarıda belirtilen ilkeler karşısında itirazın iptali davasının koşulları ve özellikle hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Davacı yasal süre içinde mirası reddetmediği için MK. 610. maddesi gereği murisin ölümünden sonra tereke ile ilgili işleri yapmadığını ve tereke mallarını gizlemediğini ispat etmek zorundadır ki bu durum davacı tarafından ispatlanmamıştır. 4. MK. 618. maddesine göre, “Ödemeden aciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle adet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır. İyi niyetli mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar. “Davacı taraf murisin ölümünden önce kendisine herhangi bir malvarlığını devretmediğini ispatlamak zorundadır, bu da ispatlanmamıştır. 5. MK. 605. maddesine göre, “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler....

          T5 istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından murisin terekesinin borca batık olduğu gerekçesi ile mirasın hükmen reddinin talep edildiğini, mahkemece mirasın hükmen reddine karar verildiğini, ancak murisin vefatının ardından davacıların murisin desteğinden yoksun kaldıkları gerekçesi ile davalı kurumdan destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduklarını, destekten yoksun kalma tazminatının; ölümün sonucu olarak, ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimi olduğunu, bu noktada davacıların; murisin terekesinin borca batık olduğunu iddia etmesinin MK'nın 2. maddesine aykırılık taşıdığını, somut olayda ortaya çıkan duruma göre; murisin terekesinin borca batık olduğu belirtilmekte iken, davacıların murisin yaşamında desteğini aldıklarını belirttiklerini, murisin vefat ettiğinde terekesinin borca batık olmadığını, davacıların...

          Katılma alacağı ve terekeden kaynaklanan haklar arasındaki farklılıklar kabaca şöyle sıralanabilir; katılma alacağı bakımından; 1-Katılma alacağı şahsi hak niteliğinde bir nisbi alacak hakkıdır, 2-Katılma alacağı kanundan kaynaklanmaktadır, 3-Ölümle sona eren edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ölen eşin terekesinin paylaşılmasının bir ön koşulu olarak ortaya çıkmaktadır, 4-Katılma alacağı terekenin öncelikle ve peşin ödenmesi gereken borçları arasında yer almaktadır, 5-Katılma alacağı, miras bırakanın borcudur, 6-Miras bırakanın ölümü ile borçlu olma sıfatı mirasçılarına geçer ve mirasçılar TMK'nun 641.maddesine göre borçlardan müteselsilen sorumludurlar, 7-Davacı sağ eş, hem katılma alacağı nedeniyle tereke alacaklısı ve hem de tereke borcundan dolayı mirasçı sıfatıyla tereke borçlusudur....

            Davalılar; bahse konu yerin sitenin ortak alanı olduğunu, apartman yönetiminin onayıyla 3. kişilerin ticari faaliyette bulunduğunu, murisin 1996 yılında vefat ettiğini, murise ait borç bulunmadığını, borcun murisin ölümünden sonra doğduğunu belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece; davalıların murisi...'...

              İcra Müdürlüğü' nün ... esas sayılı dosyası kapsamında 04/03/2019 takip tarihi itibari ile toplam 35.271,43 TL tutarında alacağı olduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 04/03/2019 takip tarihinden itibarin ticari kredi kartı borcundan kaynaklı asıl alacak 21.224,41 TL' ye ve ticari kredili mevduat borcundan kaynaklı asıl alacak 11.127,63 TL yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, tarafların icra inkar ödencesi istemi, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Mahkememizin takdirinde kaldığını rapor etmiştir. Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı bankanın ... .../... Şubesi ile davalılardan ... Şti arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu