Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, uyuşmazlığın 29.04.2013 tarihli fatura kapsamındaki malın ayıplı olup olmadığı ve bedelinin istenip istenemeyeceğine ilşkin olduğu, fatura içeriğindeki 200 adet ayran ile ilgili davalı tarafın ayıp iddiasının bulunmadığı, bu yöndeki itirazın iptali gerektiği, 735 adet peynirli tepsi böreğine ilişkin ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olduğu, tepsi böreklerinin ayıplı olduğu, bedellerinin istenemeyeceği gerekçesiyle davalı tarafça 400 adet 200 gramlık ayran bedeline ilişkin 112,32 TL'ye yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğu için davacı lehine 22,46 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir....
nın 25/3 maddesi gereğince süresi içinde ayıba karşı satıcı-davalı şirkete ihbarda bulunmaması nedeni ile ayıptan doğan haklarını kaybettiğini, davalı şirketin malın satımına ilişkin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının makine kullanım hatası olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı yanın zamanaşımı def’i konusunda bir karar verilmemiş, davacının malın ayıplı satıldığı ve davalı şirketin malın ayıbını bildiği halde gidermediği iddiasını kanıtladığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili; yasal cevap süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkemece; davalı vekilinin zamanaşımı def’i konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....
Bilgisayar Sistemleri San.ve Tic.AŞ.vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yerel mahkemece ayıplı malın geri alınarak bedelinin iadesi davasının kabulü ile ayıplı malın iadesi ve bedeli olan 6.501,80 TL’nin satış tarihi olan 31.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dava konusu ayıplı mal davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece satış tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesinin 19/01/2017 tarih ve 2016/12208 Esas 2017/268 Karar sayılı ilamında, "dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya ...tarihinde teslim edilmiştir....
Davalı vekili, malın tesliminden itibaren 6 aylık sürenin geçmiş olduğunu, TTK.25/4 maddesine göre zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu malın davacı şirkete teslim edildiğini, her ne kadar malın ayıplı olduğunu kabul etmeseler de müvekkilinin itibar kaybına uğramamak amacıyla 472 ton yağı bedelsiz olarak verdiğini, müvekkilinin verdiği mallardan kaynaklı açık ya da gizli ayıbın mevcut olmadığını, belirtilen ayıbın da malın boşaltma limanında bekletilmesinden kaynaklandığını ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının veya dava dışı Cezayir firmasının TTK 25/3 maddesi uyarınca 2 gün içinde malı muayene ettirip 8 gün içinde itirazda bulunmadıklarını, Cezayir ile ülkemiz arasında tenfiz anlaşması olmadığından Cezayir’deki davanın kesin hüküm veya kesin delil niteliği taşımayacağını, bu nedenlerle davacının müvekkilinden talepte bulunmasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Şti. davalıyla olan hesaplarına göre 37.220,00 TL alacakları olduğunu ileri sürmüş, davalı ise adı geçen davacıdan alınan fidelerin ayıplı olması nedeniyle fidelerin bedelinin alacaktan düşülmesi gerektiğini savunmuş; mahkeme de 29.810,00 TL hastalıklı fide bedelini davacının alacağından mahsup etmiştir. Oysa, davalının, fidelerin ayıplı olması nedeniyle davacıya karşı açtığı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/344 E. sayılı dosyasında görülen maddi tazminat davası süresinde açılmamış olması nedeniyle reddedilmiş ve kesinleşmiştir. O halde, mahkemece alacak hesabı yapılırken, hastalıklı fide bedelinin mahsubu doğru değilken, aksi düşüncelerle yazılı gerekçeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Davacı Öz ...... Ltd....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 14.3.2007 tarihinde ... ... 1.6 2007 model aracı, 39.938,80 YTL bedelle davalıdan satın aldığını, araçta ... kapsamı içinde çok sayıda arızanın meydana geldiğini, yapılan onarımlara rağmen yeniden oluşan arızaların, aracın gizli ayıplı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 1.000,00 YTL manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiş, 23.6.2008 tarihli dilekçesi ile de, talebini değiştirerek, satış bedeli olan 39.938,80 YTL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir....
Mahkemece, ayıbın tüketiciye teslim edilmeden önce olması gerektiğine, 30 günlük ihbar süresinin geçirilmiş olduğuna, onarım hakkından rücu edilip sözleşmenin feshinin istenemeyeceğine ve değişim koşullarının gerçekleşmediğine dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı , 20.4.2008 tarihinde teslim edilen beyaz deri koltuk takımının önce dikişlerinin patladığını,tamir sonrasında bu kez dikişlerde potluk olup, yastık kısımlarında daha önceden olmayan pembe renkli "Ö" harfinin ortaya çıktığını, bunu gidermek için aldıklarında ise gideremeyip sadece üstlerini beyaza boyayıp getirdiklerini, bunun kötü bir görüntü sergilediğini , mahkemece malın ayıplı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davacı tarafından malın ayıplı olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen mahkemece bu konuda herhangibir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır....
Sözleşmeden cayma durumunda mal ayıplı dahi olsa tüketicinin tasarrufunda bulunduğu sürece satıcı ve sağlayıcının faiz ile sorumlu olmayacağı kabul edilmelidir. Arızanın niteliği itibariyle malın kullanımına engel teşkil etmediği ve malın yargılama süresince devamlı kullanıldığı durumlarda bunun menfaatler dengesine ve hakkaniyete uygun olacağı ancak malın ayıp nedeniyle hiç kullanılmadığının sabit olduğu veya ayıplı malın satıcıya ya da ifa yardımcısına veya mahkemece belirlenen tevdi mahalline teslim edildiği durumlarda satıcının temerrüdünün gerçekleştiği ve faiz ile sorumlu olması gerektiğinin kabulü gerekir. Somut olayda arızanın mahiyeti itibariyle davacının koltuk takımını kullanmaya devam ettiği anlaşıldığına ve koltuk takımının davalıya iade edildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken ihtar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi bozma sebebidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2017/466 Esas KARAR NO : 2021/657 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/04/2017 KARAR TARİHİ : 15/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekilinin ----- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir çok ---- hizmeti veren ülkenin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, ---- Bankasından --------- ile ilgili sözleşme yaptığını, bu---- imzalanın sözleşme gereği işlerle ilgili ---- kısmını davalıdan yapmış olduğunu, davalıdan 36.150,48 Tl lik--- yaptığını, alınan---işlenerek ----haline getirildiğini, bir kısmının teslim edildiğini, üretilen --- müvekkilinin deposunda olduğunu, ayıplı olduğunda bunun satılmasının mümkün olmadığını, başka şekilde değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin davalının ayıplı mal satmasından dolayı 4.900,00 TL maliyet zararı olduğunu ve çalıştığı bankaları kaybetme...