Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içerisindeki bilgi, belgelere, bilirkişi raporuna göre; davalı tarafça davacıdan davaya konu 29/05/2019 Tarih 028671 ve 09/05/2019 Tarih 028667 sıra nolu faturalar uyarınca tulum alındığı, davacının ticari defterlerinde 44.636,80- TL lik satış faturalarının kayıtlı olduğu, her nekadar davalı tarafça malın ayıplı olduğu belirtilerek 18.191,94 TL lik reklamasyon faturası tanzim edildiği belirtilmiş ise de, söz konusu kaydın davacı defterlerinde bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 18.636,80 TL alacaklı olduğu, davalının 2019 yılı BA ve BS formlarına göre davacının defterlerine kaydedilen satış faturalarının davalının da alış faturası olarak bildirildiği, bu itibarla davacının davalıya faturaya dayalı malı teslim ettiği ve alacaklı olduğunun ispatlandığı, her nekadar davalı tarafça malın ayıplı olduğu belirtilerek borçlu olunmadığı belirtilmiş ise de, davalı tarafça süresi içerisinde davalıya ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği...

Yine Türk Ticaret Kanunu'nun 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olup, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır düzenlemesi mevcuttur....

    Dava, davacı tarafından satın alınan bağımsız bölümün ve ortak alanların ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Görev hususu davanın açıldığı tarih itibarı ile yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihinde de yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu kanun kapsamındadır....

    Davalı taraf davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğinden ve alacak tutarına bir itirazı olmadığından, ödeme yapmamasının nedeninin ticari ilişkiye konu kumaşların ayıplı olması olduğu beyan etmesine göre ve icra takibine konu alacaklara ilişkin bir ödeme belgesine dosyada rastlanmadığından davacının icra takibine konu ettiği açık hesaba dayalı ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğu kanaatiyle davanın kabulüyle, davalı tarafından bilinebilir ve belirlenebilir nitelikte olan alacağa yapılan itirazın haksız olduğu sonucuna varıldığından davacı lehine davalı aleyhine kabul edilen alacak tutarının %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece .... İcra Dairesinin ......

      . - K A R A R - Davacı vekili, ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkiline numuneye uygun Avrupa telası göndermeyip Çin malı gönderdiğini, ayıplı mallar için düzenlenen faturalara dayalı takibin haksız olduğunu, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....

        Mahkemece dava konusu araçta meydana gelen sesler nedeniyle aracın ayıplı olarak kabul edilemeyeceği ve bu seslerin taşıtın kullanımına engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacılar tarafından davalılar tarafından üretilen ve satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak iadesi ile bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkin olup,4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim yada verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir. Davacılar, dosyaya ibraz edilen satış faturasına göre dava konusu aracı 18.07.2011 tarihinde davalı ... satın almışlardır....

          arıza vermesinin olağan olmadığını, malın ayıplı olduğunu, bu hususların satıcıya bildirildiğini, bu sebeple iade alınarak bedelin iadesini talep ettiklerini, bu taleple ......

            Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının maliki olduğu davalı şirket tarafından ithal edilen aracın ayıplı olduğu iddiasına ilişkin olup, davacı 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde tanımlanan tüketici konumundadır. Tüketici işleminden kaynaklanan ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin aynı yasanın 4.maddesinin 3.bendinde malı ithal eden ithalatçınında sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu malın trafikte aracın hususi araç olarak kayıtlı olduğu ve davalı tarafından ithal edildiği gözetilerek uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabulü gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....

              Mahkemece istemin, satılan malların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen kısmi semenin iadesi talebinden ibaret bulunduğu, davalının satım konusu malların ayıplarını önceden bildirdiği ve davacının da bunları inceleme hakkına sahip olduğu; davacının teslimden sonra ayıp ihbarında bulunmadığı ve malları ayıplı haliyle kabul etmiş sayılacağı, sözleşmeyi haksız fesheden davacının ödediği peşinatı geri isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine; takipte haksız ve kötüniyetli olan davacının %40 oranında tazminatla mahkûmiyetine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ticari satımlarda ayıp ihbarına ilişkin düzenlemeleri içeren Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3 üncü maddesine göre ayıp ihbarına ve muayeneye ilişkin süreler, malın tesliminden itibaren hesaplanır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3 üncü maddesi, ödemenin tamamlanmasından önce mal teslimi yapılmayacağını hükme bağlamıştır....

                Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı onarım bedeli istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalı galericiden satın aldığı aracın sonradan gizli ayıplı olduğunu öğrendiğini, ayıbın giderilmesi için 22.495,00 TL bedel ödediğini ileri sürerek 22.395,00 TL araç onarım bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; aracın gizli ayıplı olarak satılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu